29 Kasım 2013 Cuma

3,2,1 Poğaça


Bu gün eşimin doğum günü sağlıkla, huzurla, neşeyle ve en önemlisi beraber geçireceğimiz bir yıl diliyorum.
Hemen hemen her blogda olan  3,2,1 poğaçasının benim blogumda da tarifinin olmasını istedim.
Hepimizin hafta sonunun çok güzel geçmesi dileğiyle.

Malzemeler
  • 2 adet kabartma tozu+1 çay kaşığı karbonat
  • 2 su bardağı yoğurt
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 4.5 - 5 su bardağı un
  • Tuz
  • Bir tutam sevgi
Arasına
  • Peynir
  • Maydanoz
Üzerine
  • Galeta unu
Yapılışı
  • Sıvıyağı ve yoğurdu yoğurma kabına alın ve harmanlayın.
  • Elenmiş un, kabartma tozu, karbonat, ve tuzu ayrı bir yerde harmanlayın .
  • Yavaş yavaş kaba ekleyerek yoğurun.
  • Üzerini kapatın ve en az yarım saat dinlendirin.,
  • Hamuru yeniden yoğurarak havasını çıkartın, küçük bezleler alın ve yuvarlayın. Hamur elinize yapışırsa elinizi hafifçe yağlayın .
  • Peyniri ezin ve ince kıyılmış maydanozla karıştırın.
  • Yuvarladığınız bezenin ortasına peynir karışımını koyun ve yuvarlayın.
  • Galeta ununa batırın.
  • Tepsiyi yağlayın ye da yağlı kağıt serilmiş kağıt serin ve hamurları koyun.
  • Önceden ısıtılmış fırında pişirin.
  • Afiyet olsun.

25 Kasım 2013 Pazartesi

Pastacık

Çocuk büyükannesinin mektup yazısını izliyordu. Bir an geldi, sordu:
'Yaptıklarımızla ilgili bir hikaye mi yazıyorsun? Benimle ilgili bir hikaye mi?'
Büyükanne mektubu yazmayı durdurup torununa söyle söyledi:
'Aslında seninle ilgili yazıyorum ama kelimelerden daha önemli olan, kullandığım kalem. Umarım büyüdüğünde bu kalem gibi olursun.'
Merak içinde, çocuk kaleme baktı. Ona çok da özel görünmemişti.
'Ana bu kalem aynen gördüğüm diğer kalemlere benziyor!'
Büyükanne yanıt verir:
'Bu, ona nasıl baktığına bakar. Bu kalemin 5 özelliği var ki, onları uygulamayı başarırsan, seni dünya ile hep barış içinde olan birisi haline getirir.'
Birinci özellik: Muhteşem şeyler başarmaya muktedirsin ama hiç bir zaman senin adımlarına rehberlik eden bir elin varlığını unutmamalısın. Bu ele 'Tanrı' diyoruz ve o her zaman bize kendi iradesine göre rehberlik eder.
İkinci özellik: Simdi veya sonra, bir şekilde yazmayı durdurup kalem tras kullanmam gerekecek. Bu işlem, kalemin biraz acı çekmesine neden olur ama sonrasında daha iyi yazar. Sen de bazı acılara ve üzüntülere tahammül etmelisin, çünkü bunlar seni daha iyi bir insan yapar.
Üçüncü özellik: Kalem her zaman yanlışları silmemiz için silgi kullanmamıza izin verir. Bunun anlamı, yaptığımız bir şeyi düzeltmenin yanlış olmadığıdır. Bu bizi, adalete giden yolda tutar.
Dördüncü özellik: Bir kalemde önemli olan tahta dış kısmı değil, içindeki kursunudur. Dolayısı ile her zaman 'içinde' olan bitene dikkat et.
Son olarak, kalemin besinci özelliği: Her zaman bir iz bırakır. Ayni şekilde, sen de bilmelisin ki, yaptığın her şey hayatında bir iz bırakacak, dolayısı ile her adımında bunun farkında olmaya çalış.

Yeni bir haftaya merhaba derken tarifini  meleklermekani'nden aldığım pastacığın tarifini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Haftanızın güzel ve neşeli geçmesi dileğiyle,

Malzemeler
  • Yaklaşık 2 su bardağı kek kırıntısı
  • 1 su bardağı çekilmiş fındık
  • 2 su bardağı süt
  • 2 yemek kaşığı un
  • 1 paket vanilya
  • 3 yemek kaşığı şeker
  • 40 gr bitter çikolata
  • Bir tutam sevgi
Yapılışı
  • Kalmış keki un haline getirin.
  • Un ve toz şeker harmanlayın ve sütü ekleyerek karıştırın pürüzsüz hale gelince   orta ateşte karıştırarak pişirin.
  • Ocaktan alıp vanilyayı ekleyin ve karıştırın.
  • Kek kırıntıları ve çekilmiş fındığı karıştırın.
  • Kupların içini streç film ile kaplayın ve biraz kek kırıntılarından, biraz muhallebiden olmak üzere kat kat koyarak kupu doldurun. Buzdolabında 5-6 saat dinlendirdikten sonra, dikkatlice ters çevirerek bir tabağa alın.
  • Benmari usulü eritilmiş bitter çikolata ile süsleyin.
  • Afiyet olsun.

18 Kasım 2013 Pazartesi

Krepte Tavuk Bohçası & Padişah Şurubu

 
Profesör Konferans vermek üzere salona girmiş. 
Salon, ön sırada oturan seyis dışında boşmuş. Konuşup konuşmama konusunda tereddüde düşen Profesör sonunda seyise sormuş: Buradaki tek kişi sensin. Sana göre konuşmalı mı, yoksa konuşmamalı mıyım?
Seyis cevap vermiş: "Hocam ben basit bir insanım, bu konulardan anlamam. Fakat ahıra gelseydim ve bütün atların kaçıp bir tanesinin kaldığını görseydim, yine de onu beslerdim."
Bu sözlere hak veren Profesör konferansa başlamış. İki saatin üzerinde konuşmuş durmuş, konferanstan sonra kendini mutlu hissetmiş, dinleyicisinin de konferansın çok iyi olduğunu onaylanmasını isteyerek sormuş:
-"Konuşmayı nasıl buldun?"
Seyis cevap vermiş: "Hocam sana daha önce basit bir adam olduğumu ve bu konulardan pek anlamadığımı söylemiştim.
Gene de eğer ahıra gelir biri dışında tüm atların kaçtığını görseydim, onu beslerdim, ama elimdeki tüm yemi ona verip hayvanı çatlatmazdım."
Haftaya gülümseyerek başlamak istedim. Hepimize güzel ve neşeli bir hafta dileğiyle, yıllarca önce televizyonda Oktay usta'dan öğrendiğim ve severek yaptığım krepli tavuk tarifini sizlerle paylaşmak istedim.

Malzemeler
İç harcı için
  • 500 gr kuşbaşı doğranmış tavuk göğüs
  • (İstenirse mantar eşim ve kızım yemediği için biz de konulamıyor maalesef)
  • 2 adet yeşil sivri biber
  • 1 adet kuru soğan
  • 2 diş sarımsak
  • 1 tatlı kaşığı domates salçası
  • Sıvı yağ
  • Tuz
  • Karabiber
  • Kırmızı pul biber
  • Bir tutam sevgi
Krep için
  • 2 adet yumurta
  • 2 su bardağı süt
  • 1 -2 yemek kaşığı  sıvı yağ                      
  • 2 su bardağı un
  • Tuz
Üzeri için:
  •  Kaşar peyniri rendesi
  • Yapılışı
  • İnce doğranmış soğan, biber ve rendelenmiş sarımsakları sıvıyağda kavurun.
  • Küp şeklinde küçük doğranmış tavukları ekleyin ve sote leyin.
  • Salçayı ekleyin ve bir iki karıştırın,baharatlarını ekleyin ve altını kapatın.
  • Krep için karıştırma kabına yumurtaları,sıvıyağı ve sütü ekleyin çırpın.
  • Elenmiş unu ve tuzunu  azar azar  ekleyin (boza kıvamında) ve çırpın.
  • Krep yapacağınız tavayı çok az yağlayın.(sadece bir kere) krep hamurundan bir kepçe koyun ve hamurun tavanın her yerine yayılması için tavayı sağlı sollu yavaşça oynatın.
  • Orta ateşte önce altını kızartın. Spatulayla hafifçe kenarına değdiğinizde kendiliğinden tavadan ayrılacaktır. Diğer tarafını çevirin ve kızartın.
  • Kreplerin ortasına ılıyan tavuklardan kaşık yardımıyla koyun ve bohça şeklinde kapatın.
  • Yağlanmış ya da yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine kat yeri altta kalacak şekilde (ben kürdanla kapattım) yerleştirin.
  • Üzerine dilimlenmiş kaşar koyun ve fırında kaşarlar eriyene kadar pişirin.
  • Afiyet olsun.
Padişah Şurubu
Malzemeler
  • 3,5 lt. kaynamış su
  • 2 avuç bamya çiçeği
  • 10 adet kakule
  • 1/2 tarçın çubuğu (1 tane de olabilir yoğunluğunu siz karar verin)
  • Toz şeker
  • Bir tutam sevgi
Yapılışı
  • Kaynamış suyun içine bamya çiçeği, kakule ve tarçını koyun ve 4 saat dinlendirin.
  • Altına büyük bir kap alarak süzgeç yardımıyla (posalarını süzmek amaçlı) suyu boşaltın.
  • Toz şekeri ekleyerek (tadına siz karar verin) karıştırın ve şişelere koyarak buzdolabına kaldırın.
  • Afiyet olsun.

15 Kasım 2013 Cuma

Nişastalı kırmızı mercimek çorbası


Ankara da uzun yıllardan beri ilk defa havalar Kasımın ortaları olmasına rağmen sıcacık. Ne kışlıklar giyildi ne doğalgaz tam anlamıyla yandı. Görüntüde bizi çok mutlu etmesine rağmen hiç yağış olmaması nedeniyle inanılmaz grip vakası var. Hemen hemen her evde sürekli tekrarlayan hastalıklar var. Kızlarım da bundan nasiplerini aldılar. Küçük kuzuma iğne yaptırmak zorunda kaldık. 6. iğnesini de vurulacak bugün ancak gözünü açabildi. Buna da şükür diyorum. Bir an evvel yağışların gelmesini diliyorum.
Böyle günlerde olmazsa olmazımız olan mercimek çorbasına nişasta ekleyince sanki daha da lezzetli oldu. Tarifimi verirken hepimize sağlıklı günler diliyorum.

Malzemeler
  • 1,5 su bardağı kırmızı mercimek
  • 8 su bardağı su
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • 1 yemek kaşığı buğday nişastası
  • Sıvıyağ, tereyağı (ya da istediğinizi)
  • Tuz,
  • Karabiber
  • Kırmızı biber
  • Bir tutam sevgi
Yapılışı
  • Sıvıyağı, tereyağını beraberce ( ya da sadece istediğiniz birini) tencereye alın tereyağı eriyince salçasını ekleyin ve kavurun.
  • Seçilmiş ve yıkanmış mercimekleri ekleyin, bir iki çevirin.
  • Suyunu ekleyin. Ayrı bir kapta buğday nişastasını az suyla karıştırarak açın ve mercimeklerin içine ekleyin. Kaynatın.
  •  Mercimekler yumuşayınca tuzunu, karabiberini, kırmızı biberini ekleyin ve bir kaç dakika daha kaynadıktan sonra kapatın.
  • Blendırdan geçirdikten sonra (bu da isteğinize bağlı, taneli istiyorsanız yapmayın) servis yapın.
  • Afiyet olsun.

11 Kasım 2013 Pazartesi

Cevizli tuzlu kurabiye

Bir vakit, eski zamanların birinde hayattan pes etmiş bir adam varmış. Sıkıntılarına çare bulamaz olmuş. Hiç kimse onun derdine deva bulamamış. Köyün birindeki bir pir-i fani bu adama bir bilgeyi önermiş. “Biraz ters gibi görünür amma sana hayatının dersini verir. Âlimlerin yıllarca öğretemediğini kısa sürede öğretiverir.” demiş. Bizim adam koyulmuş yola. Az gitmiş uz gitmiş, nihayette bilgenin bulunduğu kasabaya ulaşmış. Sormuş soruşturmuş bilgenin evini bulmuş. Bilgenin yanına varmış. Önünde diz çökmüş. “Efendim! İçimde ve hayatımda öyle sıkıntılar var ki anlatamam.” demiş. Anlatamam demiş amma uzun uzadıya da anlatıvermiş. Bilge hiçbir şey demeden dinlemiş. Sonunda:
“Git bakkaldan iki tane yarım kiloluk tuz al da gel.” demiş. Derviş bilgenin niyetinin anlamamış. İçinden, “Ne alaka! Ben derdimi anlatıyorum bilgenin dediğine bak. Adamın kafası tuzda. Herhalde kendi işini gördürecek bana.” diye söylenmiş.
Söylenmiş söylenmesine de bakkala doğru yola koyulmayı da ihmal etmemiş. Tuzu alıp gelmiş sonunda. Birazcık hışımla bırakmış bilgenin önüne. Bilge önünde duran bir tas suyu göstererek
“Şimdi bu tuzlardan birini bu tasın içine boşalt ve karıştır.” demiş.
Adam denileni yapmış. İşin nereye varacağını merak ediyormuş doğrusu.
Bilge “Şimdi bu suyu iç.” deyince iyice öfkelenmiş.
Bilge ısrar etmiş, “Derdine çözüm bulmak istiyorsan iç, yoksa bırak git.” Diye sert çıkmış. Adam mecburen içmiş çorak suyu ama içmesiyle ağzından püskürtmesi bir olmuş.
“Nasıldı?” diye sorunca Bilge, “Nasıl olabilir ki, çorak tabi ki.” diye de cevap vermiş.
Bilge yüzünde hafif bir gülümseme ile “Beni takip et.” demiş. Koyulmuşlar yola. Varmışlar berrak bir göl kenarına.
Bilge “Şimdi diğer tuzu göle boşalt” demiş. Adam şaşkınlık içinde denileni yapmış. “Eğil ve gölden de su iç” diye devam etmiş bilge.
Biçare adam denileni yapmış. Eğilip gölden su içmiş. Bilge gülümseme ile “Bu suyun tadı nasıl peki?” diye sormuş.
Adam “Gayet güzel, sade ve leziz” diye cevap vermiş. Bunun üzerine bilge:
“Hayat da böyle evlat. Senin sıkıntıların da tuz misali. Zaman olur bu sıkıntıları azaltamazsın. Miktarını düşüremezsin. Sıkıntıyı çekmek zorunda kalırsın. Lakin yapabileceğin bir şey var: Duygularını, düşüncelerini geniş tutmak. Bakış pencereni genişletmek. Aynı tuz bir tas içinde sana sıkıntı verirken bir göl içinde etkisini bile gösteremez.”
Bazen biz sıkıntıları o kadar merkeze alırız ki, hayatımızın diğer alanlarını es geçeriz. Bir sineği gözüne yaklaştıran insan bir süre sonra sinekten başka bir şey göremez olur. Sanırım hayatta neye baktığımızdan ziyade nereden baktığımız önemli.
Siz nereden bakıyorsunuz hayata?


"Doğan CÜCELOĞLU'nun, Eğitimindeki Katılımcılarla bir konuşmasından alıntıdır."

Malzemeler
  • 1 adet yumuşak margarin
  • 1/2 su bardağı sıvı yağ
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 2 adet yumurta(Birinin sarısını ayırın)
  • 2 adet kabartma tozu
  • 1 şeker  kaşığı tuz
  • 1/2 çay kaşığı toz şeker
  • 6,5 su bardağı un
  • 1 su bardağı ceviz
  • Bir tutam sevgi
Üzerine
  • Yumurta sarısı
  • 1 şeker kaşığı sıvıyağı
Yapılışı
  • Margarini, sıvıyağı, yoğurdu, yumurtaları yoğurma kabına alın ve iyice yoğurun.
  • Elenmiş un, kabartma tozlarını ve toz şekeri harmanlayın ve yavaş yavaş ekleyerek yoğurun.
  • Kırılmış cevizleri ekleyerek yeniden yoğurun. İstediğiniz şekli verin.
  • Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizin ve üzerine çırpılmış yumurta sürün.
  • Önceden ısıtılmış fırında pişirin.
  • Afiyet olsun.

10 Kasım 2013 Pazar

Seni Daha İyi Anlıyoruz


HER CANLI ÖLÜMÜ TADACAKTIR. AMA ATATÜRK ÖLDÜĞÜ GÜN ÖLÜMSÜZLÜĞÜNÜ İLAN ETMİŞTİR. BUGÜN DE ÖLÜMSÜZLÜĞÜNÜN 75. YIL DÖNÜMÜ. ONUN İLKELERİNE VE BIRAKTIĞI HER ŞEYE TÜM KALBİMİZLE İNANIYOR VE ARKASINDA DURUYORUZ.

4 Kasım 2013 Pazartesi

Yeniden Merhaba&Peçete Halkaları


 

 
Ve yeniden merhaba.
 O kadar uzun oldu ki dönmekte zorlandım. Koşuşturmalı günlerden sonra uzunca dinlenmek bana çok iyi geldi.
Ama sanmayın ki boş durdum, yıllardır yapmak istediğim her şeyi denedim. Yazlıkta bile sürekli ürettim. Yıllardır peçete halkaları, boncuklar ve beni çok cezbeden yoyoları hep yapmak istedim ama ertelemiştim, kuzumun yokluğunu bunlarla doldurmaya çalıştım. Onun olmadığı eve alışmak için sevdiğim şeyleri yapmayı seçtim ve başardım.
Yazlıkta komşularım, yeğenlerim de benimle beraber yaptılar ve çok mutlu oldular. Kuzular bilekliklerin aparatlarını seçtiler ve biz bunları yaparız bülbül deyince çok mutlu oldum, bana ve kendilerine inandılar. Ayarlamalı düğümü bulana kadar epey çaba sarf ettim ama sonuçta Hz.google imdadıma yetişti. Diğer yaptığım tüm çalışmalarda da kendilerinden çok yararlandım. İyi ki varsın Google dedim. Dilerim bizim bloglar da birilerinin işlerini kolaylaştırır.
İki kızımın da arkadaşları nişanlandı ve evlendi. Onların nişan pastasını ve kurabiyelerini de ben yaptım, onların sevinci ve beğenileri her şeye değdi.
Kaldığım yerden devam ederken hepinizi tek tek ziyaret edip görüşmek dileğiyle diyorum. Dönmek çok güzelmiş. Yazmaya başlayınca anladım ki çok özlemişim.