28 Şubat 2011 Pazartesi

Süt reçeli


Eflatun’a iki soru sormuşlar:
Birincisi; “İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nelerdir?
Eflatun tek tek sıralamış:
“Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler.
Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak için para öderler…
Yarından endişe ederken bu günü unuturlar. Dolayısıyla ne bu günü ne de yarını yaşarlar.
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler.”
Sıra gelmiş ikinci soruya;
“Peki sen ne öneriyorsun?”
Bilge yine sıralamış:
“Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın. Yapılması gereken tek şey sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır.
ÖNEMLİ OLAN; HAYATTA EN ÇOK ŞEYE SAHİP OLMAK DEĞİL, EN AZ ŞEYE İHTİYAÇ DUYMAKTIR.”
Haftaya başlarken tatlıyla başlamak istedim. Haftamın da yanya-evenez. den tarifini aldığım süt reçeli kadar tatlı geçmesini ümit ediyorum.
Arkadaşıma çok teşekkür ediyorum. İnanılmaz lezzetli bir tat. Kahvaltılarımda çok severek tüketiyorum. Kötü tarafı ekmek fazla yemiş oluyorum ama değer.

Malzemeler
  • 1 litre tam yağlı süt
  • 1 yemek kaşığı terayağı (ben kaşığın ucu ile kullandım)
  • 1 +1/4  su bardağı toz şeker
  • 1,5 kutu krema
  • ½ tatlı kaşığı karbonat
  • 1 tatlı kaşığı su
  • Bir tutam sevgi
Yapılışı
  • Burada amaç yağlı sütün içinde şekeri karamelize etmekmiş. Bu nedenle yağlı süt kullanılmalı, fakat pastörize sütlerde tam yağlı olmadıkları için tuzsuz tereyağı konulması gerekmekteymiş. Fakat ben çok az kullandım. Zaten asıl tarifte de o nedenle krema eklenmiş.
  • Sütü, yağı(istenmezse hiç konulmasın), toz şekeri ve kremayı büyükçe bir çelik tencereye koyun.
  • Karıştırarak kaynamasını bekleyin. İlk kaynama sırasında karbonatı suda eritin ve karışıma ekleyin.
  • Bu sırada ocaktan tencereyi alın ,sürekli ve  hızlı hızlı karıştırın. Çünkü çok kabarıyor.
  • Daha sonra yeniden ocağa koyun ve ocağın en küçüğünde en kısık ateşe ayarlayın.
  • Tam üç saat ara da sıra da karıştırmak üzere pişirin.
  • Süt önce turuncuya dönecek, sonra da koyulaşacak. Kokusu zaten duyuluyor.
  • Durdukça daha da güzelleşen bir tat oluyor.
  • Afiyet olsun.

25 Şubat 2011 Cuma

Tavuklu bezelye yemeği


Dün benim için güzel sürprizlerle dolu bir gün oldu.

Önce, Cafe Pepela ’nın Türkiye’ye döndüğünü blog arkadaşlarımın yazılarından öğrendim. Diğer vatandaşlarımızın da gemilerle geldiğini biliyoruz. Allah Libya vatandaşlarını da kurtarır inşallah.

Sonra ;blog arkadaşım akasya kokusu   Ankara’ya geldiğini ve çok az zamanı olduğunu, gelebilirsem Ankamall ‘da görüşeceğimizi söyleyince çok sevindim. Heyecanla buluşmaya gittim ve ailesiyle kendisiyle tanıştım. Telefondaki sesine görüntüde eklenince hayalimdeki gibi olduğunu gördüm. İçten, samimi, neşeli. Çok kısa bir süre olmasına rağmen en azından birbirimizi tanımanın güzelliğini yaşadım.

Daha sonra; akasyakokusu’ndan ayrılıp eve döndüğümde bir sürpriz de Kastamonu’da ki kızımın kapıyı açmasıyla yaşadım. Uzun zamandır gelememişti. Tatilde bile sadece beş gün görüşebilmiştik. Halk Oyunları yarışmaları başlayacağı için “artık uzun süre gidemeyeceksiniz beş gün ailelerinizi görün “diye göndermişler. Sevincimi tahmin edersiniz...

hobidunyam tarafından düzenlenen yemek etkinliklerinin TAVUK YEMEKLERI*11* ne ev sahipliği yapan yelpazesu 'nun etkinliğine tavuklu bezelye yemeği ile katılmak istedim.
Arkadaşıma kolaylıklar dilerim.

Malzemeler
  • 1 kutu konserve bezelye
  • 1 adet kuru soğan
  • 2 adet havuç
  • İstenildiği kadar kanat ve but karışımı
  • Sıvıyağ
  • 1 yemek kaşığı salça
  • Su
  • Tuz
  • Bir tutam sevgi
Yapılışı
  • Soğanları yemeklik doğrayın ve sıvıyağda hafif kavurun.
  • Hemen arkasından küçük doğranmış havuçları ekleyerek beraber kavurun.
  • Tavukları ekleyin ve ara sıra karıştırarak yumuşayana kadar pişirin.
  • Salçasını ekleyin, bir iki çevirin.
  • Yıkanmış bezelyeleri, tuzunu ekleyin.
  • Bezelyelerin üzerini bir, iki parmak geçecek kadar su ekleyin ve pişirin.
  • Suyunu çok çekerse biraz sıcak su ilave edersiniz.
  • Afiyet olsun.

23 Şubat 2011 Çarşamba

Ödüllerim ve Mimim


Sevgili ahsen58   , Sevgili belguzaranne  ve  Sevgili  ikizbuyutmek   tarafından gönderilen ödüller beni çok mutlu etti. Kendilerine çok teşekkür ederim. Bende bu ödülleri  tüm blog arkadaşlarıma sevgilerimle  gönderiyorum.
Sevgili ikizbuyutmek tarafından mimlendim. Soruları ve  yanıtlarım;



-Gün içinde, eğer gerçekleşirse şok geçireceğin şey?
-Kızımın, anne artık Ankara’da okuyacağım demesi.




-Gördüğün zaman, eğer almazsam uyuyamam dediğin şey?
            -Kitap. Kokusuna bile hayran olduğum  aradığım kitapları bulamazsam çok üzülürüm.







-Uğruna diyetini bir kalemde bozduğun şey?
-Diyet hiç yapmadım. Ama öyle bir şey olsaydı, dondurma olurdu elbette ki.





-Uğurun var mı, uğurun?
-Uğura inanmam. Duaların gücüne inanırım. 


-Kendine en yakıştırdığın renk?
-Mavi. (eşim tarafından belirtildi)





-En sevdiğin takın?
-Saat  takmayı çok severim.






-Takıntın?
-Maalesef lavaboları ovmak. Sabah kalktığımda ilk yaptığım şey.


 








-Bavulum çoktan hazır, gitmek istediğim şehir, ülke?
-Her zaman piramitleri çok merak etmişimdir. Ama bu olaylardan sonra Mısır’a gitmek istemem. Yeni Zelanda.Doğal güzelliğinden dolayı.









-Ben bu şarkıyı duyunca şakırım?
-Maalesef hayatta hiç şarkı söylediğim duyulmamıştır. Türk Sanat müziği ve türküleri çok beğenerek  sadece dinlerim.



 



-Solunda ne var?
-Bilgisayar kızımın odasında ve solumda odanın penceresi var.


21 Şubat 2011 Pazartesi

Kara Orman Pastası



Sanal âlem olmasına rağmen kurulan sevgi köprüleri sayesinde birbirimizin acısını ve sevincini kendimizin gibi yaşamaktayız.Geçen hafta Libya da çıkan olaylarda aklıma ilk Cafe Pepela geldi. Orada çok yakınım varmış gibi olayları takip edip, acı duydum. Ondan hala haber alamamak beni üzüyor. Dilerim ülkemize dönenlerin içindedir ve en kısa zamanda haber alırız.

Sevgili ikizbuyutmek' in kızı yarın ameliyat olacak,  hayırlısıyla sağlığına kavuşup anneciğinin korkularının bitmesini diliyorum.Birçok arkadaşımın annesi, babası ya da kendileri rahatsız hepsine şifa diliyorum ve tüm dualarım onlarla.Hepsinden güzel haberler almayı ümit ediyorum.

Haftaya tatlı başlamak içinde  tarifini sevgili Nuralp’in elinden  den aldığım karaorman pastasını paylaşmak istiyorum. Bu lezzetli tat için teşekkür ederim.
Aynı zaman da   “Porselen Demlik Çay Etkinliğine “ev sahipliği yapan cafemis  e gönderiyorum.
Arkadaşıma kolaylıklar dilerim.

Malzemeler
  • Keki için
  • 4 adet yumurta
  • 4 fincan toz şeker
  • 5 fincan un( ben 4 fincan un koydum)
  • 1 paket kakao
  • 1 adet kabartma tozu
  • Bir tutam sevgi
Ara kreması
  • 3 su bardağı süt
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 4 yemek kaşığı un
  • 1 paket kakao
  • 1 paket kakaolu krem şanti
  • Ayrıca vişne
Üzerine
  • Çikolata rendesi
Yapılışı
  • Yumurta ve toz şekeri krema kıvamına gelene kadar çırpın.
  • Elenmiş un, kabartma tozu ve kakaoyu harmanlayın ve yavaş yavaş ilave ederek, çırpın.
  • Yağlanmış kek kalıbına toz şeker ya da un serpin ve karışımı boşaltın.
  • Önceden ısıtılmış fırında pişirin.
  • Kürdanı ortasına batırın ve kürdan temiz çıkıyorsa pişmiş demektir.
  • Tencereye tozşekeri, unu, kakaoyu ekleyin ve harmanlayın.
  • Sütü yavaş yavaş ilave edin ve sürekli karıştırarak pişirin.
  • Göz göz olunca kapatın.
  • Soğuyunca kakaolu krem şantiyi ekleyin ve çırpıcı ile  10 dakika çırpın.
  • Pişen ve soğuyan keki ortadan ikiye kesin.
  • Arasına hazırladığımız karışımın yarısını sürün.
  • Aralarına vişneleri koyun.

18 Şubat 2011 Cuma

Kremalı poğaça


Haftanın sonuna doğru gelirken, çocuklarımın neden hafta sonlarını merak ve sevgiyle beklediklerini bir kere daha anladım. Kızım ve eşimle daha uzun zaman geçirebilmenin yolu hafta sonundan geçmekte.

Çalışırken öylesine koşuşturmalı geçerdi ki zaman, günün 24 saatten fazla olmasını isterdim. Oysaki emekli olduktan ve kızlarım büyüdükten sonra zaman tersine işlemekte.  O nedenle, hafta sonuna bugünden gelmiş sayıyorum. Cumaları sanki daha çok seviyorum. Herkese neşeli ve huzurlu hafta sonu diliyorum.
yeturlalezzetkareleri. 'nden  tarifini aldığım kremalı poğaçayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Malzemeler
  • 1 adet kutuda krema
  • 2 adet yumurta (1nin sarısını ayırın)
  • 1 çay kaşığı karbonat
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • Tuz
  • 4 bardaktan fazla un
  • Bir tutam sevgi
İçine
  • Peynir rendesi
Yapılışı
  • Yumurtayı ve kremayı çatalla iyice çırpın.
  • Sütü ve sıvıyağı ekleyip, çırpın.
  • Elenmiş un, karbonat ve tuzu harmanlayın.
  • Yavaş yavaş ekleyin. Yoğurun.
  • Hamurdan bezeler koparın, elinizle yuvarlayın ve ortasına peynir rendesi ekleyip, kapatın.
  • Yağlanmış ya da yağlı kâğıt serilmiş tepsiye dizin.
  • Üzerlerine yumurta sarısı sürüp, susam serpin.
  • Önceden ısıtılmış fırında pişirin.
  • Afiyet olsun.

15 Şubat 2011 Salı

Kabaklı kakaolu kek


Tek önemli vakit vardır, içinde bulunduğunuz an. O an en önemli vakittir, çünkü sadece o zaman elimizden bir şey gelebilir.
En önemli kişi, kiminle beraberseniz odur, zira hiç kimse bir başkasıyla bir daha görüşüp görüşmeyeceğini bilemez
ve en önemli iş iyilik yapmaktır, çünkü insanın bu dünyaya gönderilmesinin tek sebebi budur."        Tolstoy - İnsan Ne İle Yaşar?
Sevgili bir dut masalının kakaolu kek tarifini sönmez mutfak yaparken içine kabak koydum çok güzel oldu diye yazınca çok merak ettim.

Küçük kızım kabak delisi olduğundan içinde kabak olan her şeyi denemeye çalışıyorum. Denedim ve biz çok beğendik. Islak kek havasında bir tat. Kızım Kastamonu’dan geldiğinde bu tadı çok seveceğine eminim.
Arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.

Malzemeler
  • 2 adet yumurta
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı süt
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 3 yemek kaşığı kakao
  • 2,5 su bardağı un
  • 1yemek tabağı ezilmiş kabak tatlısı
  • 3 yemek kaşığı damla çikolata
  • 1 adet vanilya
  • 1 adet kabartma tozu
  • Ceviz
  • Bir tutam sevgi
Yapılışı
  • Yumurta ve toz şekeri krema kıvamına gelene kadar çırpın.
  • Sütü ve sıvıyağı ekleyin, çırpın.
  • Kakao, vanilya, ceviz, ezilmiş kabağı ekleyin, çırpın.
  • Elenmiş un ve kabartma tozunu ekleyin, çırpın.
  • Kek kalıbına yağ sürün un ya da toz şeker serpin. Karışımı içine boşaltın.
  • Önceden ısıtılmış fırında pişirin.
  • Kürdanı ortasına batırın, temiz çıkıyorsa pişmiş demektir.
  • Afiyet olsun.

14 Şubat 2011 Pazartesi

Pudingli Yaş Pasta


Sevgili Peygamberimiz ‘in (s.a.v.(güllerin efendisi) doğum günü olması nedeniyle hepinizin Mevlit Kandilini kutluyorum.

O’nun ahlakının, güzel huylarının bizlere örnek olmasını ve bu gecenin  dualarımızın kabul olmasını diliyorum.

Zevkle izlediğim  hunerlibayanlar dan aldığım pudingli yaş pastanın tarifini  balpare tarafından gerçekleştirilen  "sevgiliye,sevdiceğe özel tarifler" etkinliğine
gönderiyorum.

Arkadaşıma kolaylıklar dilerim.

Malzemeler
  • Pandispanyası
  • 4 adet yumurta
  • 4 kahve fincanı toz şeker
  • 4 kahve fincanı un
  • ½ çay bardağı sıvı yağ
  • 3 yemek kaşığı kakao
  • Ceviz
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilin
  • Bir tutam sevgi
Arasına
  • 1 paket Dr.Oetker Kakaolu puding
  • 2,5 su bardağı süt
Üzerine
  • 1 paket kremşanti
  • 1 su bardağı süt
Yapılışı
  • Yumurtaları ve şekeri krema kıvamına gelene kadar çırpın.
  • Yağ ekleyin ve çırpın.
  • Elenmiş un, kabartma tozu, kakaoyu ve  vanilini ekleyin ve çırpın.
  • Yağlanmış un ya da toz şeker serpilmiş kek kalıbına karışımı boşaltın.
  • Önceden ısıtılmış fırında pişirin.
  • Kürdanı ortasına batırın. Kürdan temiz çıkıyorsa pişmiş demektir. . Soğumaya bırakın.
  • Bu arada pudingi ve sütü bir tencereye alın, sürekli karıştırarak pişirin.
  • Göz göz olunca kapatın.
  • Kremşantiyi, sütle bir kaba alın ve çırpın. Buzdolabında bekletin.
  • Keki ortadan ikiye bölün.
  • Kekin birinci katını servis tabağına alın ve pudingin yarısını üzerine sürün.
  • Kekin ikinci parçasını koyun ve kalan pudingi her tarafına sürün.
  • Üzerini kremşantiyle kaplayın.
  • Biraz fazla kremşanti koyup kaşığın tersiyle şekil verin.
  • Afiyet olsun.

12 Şubat 2011 Cumartesi

En Güzel Yaptığın Yiyecekler Mimi






Sevgili arkadaşım Ahsen 58 tarafından mimlendim.
Sorular ve eşimin yanıtları:


      

En güzel yaptığın yemek?
   Kumpir, patlıcan oturtma.         



             
 

En güzel yaptığın tatlı?
  Hintpare.


  

En güzel yaptığın pasta?
Alman pasta.
     
             



En  güzel yaptığın salata?
  Makarna  salatası.


                 
        



    En güzel yaptığın börek?
           Makarna böreği ve sosyete mantısı.
        




 En güzel yaptığın hamur işi?
  Pizza.


 En güzel yaptığın kurabiye?
  Papatya kurabiye.

9 Şubat 2011 Çarşamba

Hindistancevizli Kek


Tüm bloglarda olduğu gibi bizde de hastalık( keçi gribi) atlaya atlaya, bir gidip gelerek tüm hepimizi geziyor. Şimdide büyük kızım anne dökülüyor her tarafım diye telefon etti.
Demek sırada o var. Herkesi tamamlamadan gitmeyeceğini anlamış olduk.

Hayırlısıyla kışı bitirip bahara ulaşsak her şey nasıl da güzel olacak. Toprakla beraber her şey uykudan uyanacak ve bizler de içimizdeki sebepsiz mutsuzlukları, tasaları üzerimizden atacağız inşallah.

Bu havalar da yapılacak en güzel şey bloglarda beğendiğim tatları denemek ve kızım geldiğinde ilaçlardan daha iyi gelecek güzelliklerle karşılamak galiba.

Tarififni sevgili pembedusbahcesi nden  aldığım hindistancevizli keki kızımın çok seveceğine eminim. Arkadaşıma teşekkür ederim.

Malzemeler
  • 3 adet yumurta
  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 3 su bardağı un
  • 1 adet kabartma tozu
  • 3  tepeleme yemek kaşığı kakao
  • 1 çay kaşığı tarçın
  • 1 yemek kaşığı tepeleme hindistancevizi(ayrıca  bir miktar kalıbın altına dökmek için)
  • Bir tutam sevgi
Üzerine
  • 3 yemek kaşığı tepeleme pudra şekeri
  • 2 yemek kaşığı su
Yapılışı
  • Yumurta ve şekeri krema kıvamına gelene kadar çırpın.
  • Sıvıyağ ve sütü ilave edin. Çırpın.
  • Elenmiş un, kabartma tozu, kakao, hindistancevizi ve tarçını ayrı bir yerde harmanlayın.
  • Yavaş yavaş yumurtalı karışıma ilave edin ve çırpın.
  • Kek kalıbınızı yağlayın.
  • Hindistancevizini her tarafına gelecek şekilde serpin.
  • Karışımı içine yavaşça boşaltın.
  • Önceden ısıtılmış fırında pişirin.
  • Ortasına kürdan batırın ve kürdan temiz çıkıyorsa kekiniz pişmiş demektir.
  • Pudra şekeriyle, suyu çatalla hafifçe çırparak macun haline getirin.
  • Keki servis tabağına aldıktan sonra her tarafına bu karışımdan dökün.
  • Afiyet olsun.

7 Şubat 2011 Pazartesi

Mercimekli Haşhaşlı börek


“Düşünce göklerinin baş konağı sevgidir sevgi,
Gençlik destanının baş yaprağı sevgidir sevgi,
Ey sevginin sırlarından habersiz yaşayanlar,
Bilin ki tüm varlığın baş kaynağı sevgidir sevgi.         HAYYAM “

Sevginin hayatımızdan hiç eksilmemesini dileyerek, haşhaşlı böreğin tarifini sizlerle paylaşırken hepimize neşeli, sevgi dolu ve huzurlu bir hafta temenni ediyorum.

 

Malzemeler

  • 1 yufka
  • 1 fincan haşhaş
  • 2 yemek kaşığı sıvıyağ
  • Haşlanmış mercimek
  • 1 adet soğan
  • Çok az kıyma (istenirse)
  • Bir tutam sevgi

Yapılışı

  • Haşhaşa sıvıyağ ekleyerek, inceltin.
  • Soğanı yemeklik doğrayın ve sıvıyağda kavurun.
  • Kıymayı ekleyin, kavurun. (arzunuza bağlı)
  • Haşlanmış mercimeği ekleyin, tuzunu ekleyin, bir iki çevirin ve altını kapatın.
  • Yufkayı masaya yayın.
  • İnceltilmiş haşhaşı fırça yardımıyla her yerine sürün.
  • Yufkayı 12’ye bölün.
  • Her yufkanın ucuna mercimekli karışımdan koyun ve sigara böreği gibi sarın.
  • Üzerine haşhaştan sürün.
  • Önceden ısıtılmış fırında pişirin.
  • Afiyet olsun.

6 Şubat 2011 Pazar

Yüksek dozda "FRUKTOZLU MISIR ŞURUBU" denilen illet


Sevgili Yılmaz ÖZDİL’in "GDO’lu diyet tarifleri "yazısından oldukça etkilenmiştim. 
Sevgili hobibox’un yapmış olduğu çalışmayı da okuyunca, kendisinden izin alarak bu çalışmayı sizlerle paylaşma gereğini hissettim.Arkadaşıma bu çalışmasından dolayı teşekkür ederim.

Son yıllarda ki, gıda katkı maddeleri sağlıkta ve sağılığımızda yeterince boy gösteriyor. Yıllardır okurum, bakarım, ama ne yazık ki bilinçli tüketici, bilinçli anne, ve bilinçli vatandaşın (ki bunların sayısı parmakla gösterilecek kadar az ve gittikçe azalmakta) bu kişilerin dışında bu işe ses çıkarmamak, hasır altı etmek, onay vermek, denetlememek bazı siyasilerin, ve bu işten rant sağlayan firmaların birbirleiryle paslaşması sonucu özellikle Mısır şurubu" denilen yüksek dozda ki fruktoz maddesinin zararlarını ayyuka çıkarmıştır. Bugün sokağa çıksanız nedir bu "mısır şurubu" diye sorsanız kaç kişi cevap verir, yada nasıl tanımlar. Çocuklarımızın ve bizlerin geleceği sağlığı ile oynamaya kimin ne hakkı var bu kadar?

Bir çok Avrupa ülkesinde yasaklanan veya sınırılı bir kota verilen bu maddeye, ülkemizde bırakın yasaklanmasını, denetlenmesini bilakis kota yükseltilmesi var, dün gece siyaset meydanında dinledim, daha önce de bir haberde okumuştum,Ülkemizde 2001’de çıkartılan şeker yasası ile mısır şurubu üretim kotası yüzde 10 olarak belirlendi, fakat sonra yüzde 15’e yükseltildi. Halbuki bu kota ABD’de yüzde 2, Almanya’da binde 8.9, Fransa da ise binde 4.9! Bu nasıl bir sorumsuzluk ve aymazlıktır, hangi gerekçe veya nedenler sağlımızla oynama hakkını verir. Önce çiftçiye dur "şeker pancarı ekme" diyeceksin, sonra "mısırı ekme" diyeceksin, sonra şeker için dışardan "mısır" ithal ediceksin, hani bildiğimiz "sakaroz" yani çay şekeri denilen, şeker pancarından yapılan "neyaz şeker" olsa amenna, ama yediğimizin içitiğimizn içinde ki şeker ne yazık ki, yapay "yüksek fruktozlu mısır şurubu" hadi bunuda geçtim, bellir bir kotası olur tamam, hem onu tavan yapıcaksın, hemde bu mısırları "genetiği değiştirilmiş mısırlar" dan alıcaksın...oh ne ala...

Özellikle çocuklarımıza cazip gelen hazır yiyecekler, ve bu cazbeye kapılan anneler biraz daha dikkatli olmalı, sürekli al benisi olan, rengarenk şeker, kurabiye, pasta, cicili bicili hamurlar, çerezler, colalar, gazozlar, kekler derken her an her iki kişiden biri kanser hastalığı potansiyeli bireyler yetişiyor.  Hani mümkünü olsa "Ali babanın çiftliği" misali her şeyimi kendim yetiştirip ekip biçicem, biraz para olsa, gözüm ne yatta ne katta, sadece sağlık ve huzurlu bir hayatta....

Bu "mısır şurubunu" bir çok yerde okudum araştırdım, çoğu teknik terim ve tıbbi, zirai dilden anlatılmış, sizlere onların da linklerini vericem ama ben daha yalın bir halde, herkesin anlayabileceği şekilde özetlemek istiyorum, bu yüzden bir kaç yerden derleme yaptım.

Mısır şurubunun ağası olan, "fruktoz" meyvelerde bulunan doğal bir şekerdir, ama burda bahsedilen ise, nişasta bazlı ürünlerden yapay olarak elde edilen furktozdur, yani, zaten doğanın bize bahşettiği fruktoza ve glikoza kimsenin lafı yok, ama bunları yapaylaştırarak üretilmesine, üretim aşamasında ki metodlara lafımız çok. Bildiğimiz sükroz yani "beyaz çay şekeri" yani şeker pancarından elde edilen şeker, işte bu fruktoz ve glikozun çeşitlli enzimlerden sonra parçalanmasından meydana geliyor. Buraya kadar tamam, ama sonrasına bakalım;

"mısır nişastasının önce glikoza, sonra da bu glikozun yüksek oranlı fruktoza dönüştürülmesiyle oluşturulan kimyasal şeker. bu işlem sırasında 3 farklı enzim kullanılarak nişastanın parçalanması gereklidir. Birinici aşamada nişastadan küçük şeker zincirleri  elde ediliyor. ikinci aşamada, şeker zincirlerini daha küçük parçalara bölerek glikoz elde edilmesini sağlıyor. Bu enzim aspergillus adlı mantar tarafından üretiliyor. Üçüncü aşamada kullanılan enzim ile fruktoz ve glikoz % 50-50 yarı yarıya içeren bir karışıma dönüştürüyor. Bunlardan sonra karışım iki aşamadan daha geçirilerek içinde %42, %55 veya %90 oranında fruktoz barındıran “yüksek fruktozlu mısır şurubu” (hfcs) üretiliyor."

İşte bu "malum şurup" diğer şekerden daha ucuza mal olduğu için, taşınması, yapımı daha kolay olduğu için üreticierin baş tacı, Fatih Altaylı nın yazısında da okursanız, Türkiyede 4 büyük bu işi yapan firma var, bunlardan biri Cargyll firması ki şimdi ortağı Ülker. 

Şimdi işin daha vahim kısmı geliyor, bunu Yiğit Bulut köşesine de taşımış, şu anda iddia deniliyor ve araştırılıyor ama benim canım memleketim de paraya açılan her kapı mübahtır, yani bu "mısır nişastasının" çeşitli enzimlerden sonra şurup olabilmesi için bir takım reaksiyonlardan geçmesi gerekiyor, bunun içinde "domuz kemiği" kullanılıyor. Bunun için size bir başka uzmandan bir paragraf paylaşmak stiyorum;

"Bu tatlandırıcı maddelerin yapımında kullanılan mısır ve benzeri nışastaların en önemli problemi genetik yapısı değiştirilmiş ürünlerden üretilmiş olma ihtimalinin büyük olması ve üretim esnasında saflaştırma safhasında kullanılan aktif karbonun kökenidir. Aktif karbonun hayvan kökenli olması, haram hayvanların kemiklerinden yapılmasını gündeme getirir."

İşte böyle sevgili anneler, anne adayları ve hanımlar, çocukların istedklerini yapmak adına, onları mutlu etmek adına neleri yedirdiğimizi düşünmek lazım, özellikle buradan pasta ve kurabiyecilere soruyorum, bir çok malzeme ve tariflerine baktığımda "mısır şurubu" geçiyor, acaba bunun için başka bir yol yokmu, bir muadili yokmu, varsa bilgilendirirseniz seviniriz. 

Bu arada biz yetişkinlere ne demeli, bu şurubun nasıl şişmanlattığını, çocuklarımız dan nasıl obezite potansiyeli yarattğına bir bakalım;

Yüksek fruktozlu mısır şurubu (HFSC) birçok içeceğin şeker içeriğini karşılarken, ketçap, salata sosları ve bazı tür ekmekleri tadlandırmaya kadar birçok yiyecekte kullanılır. Bununla beraber vücutta sindirim sistemindeki açlığı kontrol eden hormonlara çelme takıp bozulmalarına neden olur.

Sonuç: Dolu ve tok bir mideye sahip olduğunuzu beyine iletmesi gereken hormonlar düzgün işlemez böylece daha fazla açlık duyarsınız. Bugünden itibaren yiyeceklerdeki besin değerleri etiketlerini daha dikkatlice okuyun ve tükettiğiniz mısır şurubu miktarını azaltarak daha sağlıklı olun.

Sindirim sisteminizdeki iki temel hormon sayesinde açlığınızı ve iştahınızı kontrol edersiniz.

Grelin hormonu midede saklanır ve iştahınızı arttırır. Mideniz boşaldığınızda grelini dışarıya salgılar ve yiyecek ihtyacı duyduğunuzu beyine iletir.

Leptin ise beyninize midenizin dolu olduğunu söyleyen hormondur. Yüksek fruktozlu mısır şurubu leptin hormonunu saklar ve beyninize tok olduğunuz mesajının iletilmemesine sebebiyet verir.

Aynı şurup konu greline gelince kesinlikle çalışmasını engellemez ve midenizde yeteri kadar yiyecek bulunsa bile beyninize devamlı aç olduğunuz mesajının iletilmesini sağlar.
Yüksek fruktozlu mısır şurubu tüketiminin yaygınlaşması, belki de yaygınlaşma olan obezite sorunun fizyolojik nedeni olabilir.
Birçok üretici, ürünlerindeki yağ miktarını azaltıp bunu özellikle belirtirken, arttırmakta oldukları mısır şurubu oranından bahsetmemektedir.

Sizlere şimdilik aktaracaklarım bu kadar, Lütfen bu yazıyı iyice okuyun, okutturun. Çocuklarımızın ve bizden sonraki nesilleri "emanet oylarla getirdiğimiz siyasi iktidarların" ihtiraslarına kurban edilmesine göz yummayalım.

Özellike bu yazıyı okuyun, ve Fatih Altaylıya bir arı üreticisinden gelen maili okuyun.