27 Mayıs 2013 Pazartesi

Kuru Domatesli Cevizli Çörek


Bir baba evlenmek üzere olan oğluna tavsiyelerde bulunuyormuş. "Son tavsiyemi mutfakta anlatmak istiyorum" demiş. Mutfağı ve yemek yapmayı bilmeyen delikanlı
"Olur" demiş çekine çekine. 
Baba, ocağa aynı büyüklükte üç kap koymuş, hepsini suyla doldurup üçünün de altını yakmış.
"Şimdi, istediğim her şeyden iki tane vereceksin bana" demiş oğluna.
Sırasıyla havuç, yumurta ve kavrulmamış kahve çekirdeği istemiş... Oğlu hepsinden ikişer tane vermiş babasına. Adam iki havucu birinci kaba, iki yumurtayı ikinci kaba ve iki kavrulmamış kahve çekirdeğini üçüncü kaba koymuş. Her üçünü de yirmi dakika süreyle kaynatmış. Daha sonra kapları indirip yemek masasına buyur etmiş oğlunu.
Yemek masasında üç tabak duruyormuş. Kaplarda kaynayan havuçları, yumurtaları ve kahve çekirdeklerini büyük bir özenle tabaklara yerleştirmiş.
Sonra oğluna dönüp sormuş: "Ne görüyorsun?" Oğlu düşünürken açıklamaya başlamış.
"Havuçlar haşlandıkça aslını kaybedip yumuşamış.
Yumurtalar görünüşte baştaki gibi sert duruyorlar ama içleri katılaşmış.
Kahve taneleri ise olduğu gibi duruyor, başta neyseler sonunda da öyleler.. "
Sonra asıl tavsiyesine sıra gelmiş: "Evlilikte aşk ve şefkat birlikte olmalıdır. Aşksız bir evlilikte her iki eş de şu gördüğün havuçlar gibi birbirlerini tüketirler, eskitirler, pörsütürler. Şefkatsiz bir evlilikte ise eşler birbirlerine ne kadar tahammül etseler de, şu gördüğün yumurtalar gibi içten içe katılaşırlar, birbirlerinden uzaklaşırlar. Aşkın da şefkatin de olduğu bir evlilikte ise, şartlar ne olursa olsun, eşler tıpkı şu kahve taneleri gibi, birbirlerinin yanında kalırlar, kendi kişiliklerini yitirmezler. Kahve tanelerinin tekrar kaynatılmaya hazır olmaları gibi, onlar da birbirleriyle baş başa uzun yıllar geçirmeye isteklidirler.
Oğlu aldığı bu dersten tatmin olmuşa benziyordu.
"Asıl ders bu değil!" dedi baba.
Oğlunun elinden tuttu, ocağın üzerinde bıraktığı kapların içinde kalan suları gösterdi.
"Havuçlardan ve yumurtalardan arta kalan suya bak... İkisinde de bir tat yok " Kahve çekirdeklerini çıkardığı kaptaki suyu yavaşça bir fincana boşalttı. Mis gibi taze kahve kokuyordu. Fincanı oğluna uzattı.
"İçmek istersin herhalde" dedi.
Oğlu kahvesini yudumlarken konuşmasını sürdürdü.
"Kahve çekirdekleri gibi birbirlerini tüketmeyen eşlerin paylaştığı yuva da işte böyle olur. Mis gibi, temiz ve huzur verici. Başka herkesin fincanına koyup yudumlayacağı taze kahve gibi... Çünkü onlar birbirlerini harcamayarak, birbirlerine aşkla ve şefkatle davranarak hayata kendi tatlarını, kokularını ve renklerini katmayı başarırlar."
Kahve taneleri gibi olabileceğiniz bir yaşam geçirmeniz dileğiyle…


Yaza geçerken evdeki kuruları bitirmek adına bloglardan değişik tarifler ararken hayranı olduğum sevgili hünerli bayanlar sitesinde kuru domatesli poğaça tarifini görünce hemen denedim ve ceviz ve kuru domates aşıklısı biri olarak çok beğendim. Tarif için çok teşekkür ederim arkadaşıma.

Yolu sevgiden geçen bir hafta dileğiyle.

Malzemeler
  • 250 gr. yumuşak margarin
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1/2 su bardağı fındık yağı
  • 1 adet yumurta akı  (sarısı üzerine)
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 5 - 5,5 su bardağı un
  • 1 adet kabartma tozu
  • 1 tatlı kaşığı mahlep (ben kullanmadım)
  • Bir tutam sevgi
İç Harcı
  • 20 - 25 adet kuru domates
  • 1 çay bardağı İri kırılmış ceviz
  • 2- 3 diş sarımsak (ben koymadım)
  • 2 - 3 yemek kaşığı fındık yağı
Üzerine
  • Yumurta sarısı
  • Susam ve çörek otu
Yapılışı
  • Kurutulmuş domateslerin üzerine sıcak su ekleyin ve en az yarım saat bekletin. Yumuşayınca küçük küçük doğrayın.
  • Cevizleri, domatesleri, zeytinyağını bir kapta harmanlayın, bekletin.
  • Yumuşak margarini ve zeytinyağını krema kıvamına gelene kadar çırpma teli ile karıştırın.
  • Yoğurdu ve yumurta akını da ekleyin, çırpmaya devam edin.
  • Elenmiş un ve kabartma tozunu yavaş yavaş ekleyerek yoğurun.
  • Buzdolabında hamuru ( streçe sarın) yarım saat bekletin.
  • Hamurdan istediğiniz büyüklükte bezeler koparın ve yuvarlayın. Ortasına domatesli karışımdan bir kaşık koyun ve büzerek kapatın. Yavaş hareketlerle delmeden yeniden yuvarlayın.
  • Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizin.
  • Yumurta sarısını fırçayla sürün . Üzerine susam ve çörek otu serpin.
  • Önceden ısıtılmış fırında pişirin.
  • Afiyet olsun.




20 Mayıs 2013 Pazartesi

Masa Örtüleri ve Runner

 
Uzunca bir aradan sonra yeniden Merhaba.
Bu süre zarfında beni merak edip, arayan, soran tüm blog arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.
Zaman bana yetmedi. Günlerce kızımın çeyizlerini yıkadım, ütüledim.
 Çeyizleri çıkarınca kızım dantel ve nakışların çoğunu götürüp kullanmam anne hatıra diye bir kaç tanesini alayım, sen şimdi kullanılacak modern şeylerden yapar mısın deyince işte koşuşturma o zaman başladı. Dikiş konusunda o kadar bilgili olmadığım için beni bir heyecan sardı. Hemen Sayın Google baş vurdum. Gerçekten iyi ki bloglar var, neler öğrendim sayelerinde hepsinden Allah razı olsun diyorum. Laçin Tenel DikişModa ,Büşrayla , Noblesse ve daha bir çok blogdan çok yararlandım.
Kumaşları almak ve kesmemde yardımcı olan sevgili dostum Elifime,  de buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.
Kızım yaptıklarımı çok sevdi, onun mutluluğu bana yetti.
Daha sonra çeyizlerin kolilenmesi ve evden çıkış. İşte bunu anlatacak söz yok. Hüznün bol olduğu günlerdi. Elbette kuzum için çok seviniyorum ama eşyaların gitmesi bile bu kadar kalbimi acıtıyorsa düğünden sonra ki gün bakalım ne olacak.
Hayırlısı olsun, sağlıkla, sevginin ve huzurun olduğu bir evlilik olsun inşAllah diyorum.
Bu arada gözümden yeniden lazer olmam gerekti, bir müddette onunla uğraştım, çok şükür şimdi iyiyim.
Kıyafet ve kına teferruatlarını almak için İstanbul'a gidip geldik. Düğün yapmak için ne çok ayrıntı varmış meğerse.
Yaptıklarımdan bir kaç tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Günlerin hepimize güzellikler getirmesi dileğiyle,
Sevgiyle kalın.