Blogların gülen yüzü, kalbi sevgi dolu olup taşan ve herkese yetişen, sevgili bir demlik sohbetin sahibesi canım
Sevil, ve yazılarından ne kadar kibar olduğu belli olan,blogundan her zaman güzel şeyler öğrendiğim sevgili arkadaşım
Sofra şenliği beni sobelemiş.
İkisine de kucak dolusu sevgiler.
Blog yazmaya ilk ne zaman başladın?
İnternetle tanışıktan sonra blogları gezmek en büyük zevklerimden olmuştu. Her gün orada gördüklerimi deniyor ve ailedekilere tattırıyordum. Kardeşim Murat, abla neden sende blog açmıyorsun dedi.
Evliliğimin ilk yıllarında, beceriksizliklerim ve korkularım yüzünden ne kadar zorluklar yaşadığımı bildiğim için, belki benim gibi olanlara bir nebze faydam olacağını düşünmeye başladım.
Kardeşim Yeşim, hadi şimdi bu işi yapıyoruz dedi ve 27 ocak 2008 ‘ de blogumu açtık..
Blog yazısı konularının belli bir çizgide olmasına özen gösteriyor musun?
Belli bir düzeni olsun istiyorum .Ama çoğunlukla yaptıklarımı ve denediklerimi sunuyorum.Kalabalık ve düzensiz olmamasına çalışıyorum.Görselliğe, güzel dilimizi doğru kullanmaya özen gösteriyorum.:)))
Blog yazmayı ne kadar sürdüreceksin?
Blogculuk, düşündüğümden de fazla mutlu etti beni. Arkadaşlıklar, dostluklar oluşunca, bu iletişim kanalını sanırım uzun bir zaman devam ettirebilirim. Dostlarımdan ayrılmak istemiyorum.
Blog yazmak senin için eğlenceli bir uğraşken, şimdi artan bekleyiş yüzünden zorunlu bir hal almaya başladı mı?
Blog yazmak zorunluluk olarak gelmiyor. Her gün arkadaşlarımı ziyaret edip, onların ne yaptıklarını merak ediyorum. Paylaşmanın güzelliğini öğrenince zorunluluk değil, mutluluk veriyor. Paylaştıkça büyüyen iki şey olan sevgi ve bilginin en güzel örneğini bloglarda görüyorum.
Blog yazmak için gün içinde bazı şeylerden feragat ediyor musun?
Genellikle gece , deyim yerindeyse el ayak çekildiğinde yazılarımı hazırlıyorum ve sabah erkenden de yayımlıyorum.O nedenle çok bir şeyleri ertelediğimi söyleyemem.Zaten gün içinde yaptıklarımızı sunduğumuz için bir şeyleri terk etmememize gerek kalmıyor.