"Kocam bir mühendisti. Onunla sakin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu sakin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı…
Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sakinlik beni yormaya başlamıştı. Eşimin (bir zamanlar çok sevdiğim) bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu.
İş ilişkiye gelince oldukça içli, hatta aşırı hassas bir kadınım. Romantik anlara, küçük bir çocuğun şekere düşkünlüğü gibi can atıyorum. Oysa kocamın sakinliği, başka bir deyişle vurdumduymazlığı, evliliğimize romantizm katmaması beni aşktan almış, uzaklaştırmıştı.
Sonunda kararımı ona da açıkladım: boşanmak istiyordum. Şaşkınlıktan gözleri açılarak 'niye?' diye sordu. 'Gerçekten belli bir sebebi yok' dedim, 'sadece yoruldum.' Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki!
Sonunda sordu: 'seni caydırmak için ne yapabilirim?' Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da kaybolmuştu. 'İşte mesele tam da bu' dedim. 'Sorunun cevabını kendin bulup kalbimi ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim.' 'Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir çiçek var. O çiçeği benim için koparmak, düşüp vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hatta ölümüne mal olacak. Bunu benim için yapar mısın?' Yüzümü dikkatle inceledi ve 'Sana bunun cevabını yarın vereceğim' dedi. Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu.
Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu. Boş bir süt şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, altına da bir not bırakmıştı. 'Sevgilim' diye başlıyordu, 'O çiçeği senin için koparmazdım' Kalbim yine kırılmıştı. Okumaya devam ettim.
'Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde ağladığında, onu tekrar düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım var.'
'Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden önce eve varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım var.'
'Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu kaybettiğinden, yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım var.' 'ın her ayki ziyaretinde sebep olduğu, karnındaki krampları rahatlatabilmem için avuçlarıma ihtiyacım var.'
'Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak, can sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikâyeler anlatabilmem için ağzıma ihtiyacım var.'
'Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem, saçlarında -görülmesini istemediğin- beyaz telleri ayıklayabilmem, merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin - gençliğinde senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var.'
'Ama seni benden daha fazla seven biri varsa, evet o uçuruma gidip, o çiçeği senin için koparırım bir tanem.'
Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer dağılıyordu. Gözyaşlarım mektuba düşüyordu. 'Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lütfen kapıyı aç canım. Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda bekliyorum.' Koşarak kapıyı açtım. Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi. Artık çok iyi biliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi. O çiçeği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim.
Bu gerçek aşktı.
İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın, seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde, huzur ve durgunluk içinde de hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz.
Oysa aşk hep vardır. Belki artık heyecansız, belki artık romantik değil... Belki sıkıcı, tekdüze, hatta belki yüzsüz... Ama hep oralarda bir yerdedir.
Çiçekler ve romantik dakikalar ilişkinin başlaması için elbette gereklidir. Bir zaman sonra bunlar gitse de gerçek aşkın sütunu ebedi kalır.
Hayat tam da böyle bir şeydir. "
Bugün benim sevgili eşimin doğum günü. Çocuklarımızı yetiştirirken, mutluluğu ya da acıyı paylaşırken birbirimize gerçekten eş olduk. Beraberce büyüdük, olgunlaştık.
Uzun uzadıya anlatmaktansa yukarıda ki öyküyü yazmayı daha uygun buldum.
Dilerim nice senelere (torunlarımızı büyütürkende) yine birlikte ulaşırız.
Limonlu kekimin tarifini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Malzemeler
- 3 adet yumurta
- 1,5 su bardağı toz şeker
- 1 su bardağı süt
- 1 su bardağı sıvıyağ
- ½ çay bardağı limon suyu ve limon kabuğu rendesi
- 1 su bardağı Hindistan cevizi
- 1 çay bardağı damla çikolata
- 1 çay bardağı ceviz
- 3 su bardağı un
- 1 adet vanilya
- 1 adet kabartma tozu
- 1 yemek kaşığı antepfıstığı tozu
- Bir tutam sevgi
Yapılışı
- Yumurta ve şekeri krema kıvamına gelene kadar çırpın.
- Süt, sıvıyağı, limon suyunu, kabuğunun rendesini, hindistancevizini, vanilyayı ekleyin ve çırpın.
- Damla çikolata, cevizi ve Antep fıstığını ekleyin, karıştırın.
- Kabartma tozu ve elenmiş unu birbiriyle harmanlayın. Ara ara karışıma ekleyerek çırpın.
- Yağlanmış un ya da toz şeker serpilmiş kek kalıbına boşaltın.
- Önceden ısıtılmış fırında pişirin.
- Afiyet olsun.
Yeniden Merhaba.
Bayram tatili, zorunlu bilgisayar tatili derken uzun bir ara oldu. Sizlerle beraber olmayı özledim.
Geleceğimizin garantisi olan gençleri yetiştirmelerinde emekleri geçen öğretmenlerimizin başta eşim , kardeşim ve artık kızımın (3. sınıfta yavaş yavaş öğretmen olmaya aday artık) öğretmenler gününü kutluyorum.
Simli kurabiye tarifimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Malzemeler
- 1 paket yumuşak margarin
- 1 çay bardağı sıvıyağ
- 4 su bardağı un
- 4 yemek kaşığı pudra şekeri
- 1 su bardağı ceviz
- 1/2 paket kabartma tozu
- Bir tutam sevgi
Üzerine
Yapılışı
- Yumuşak margarin, sıvıyağ ve pudra şekerini iyice yoğurun.
- Elenmiş un ve kabartma tozunu yavaş yavaş ekleyerek yoğurun.
- En son ezilmiş(dişe gelecek şekilde) cevizi ekleyin ve yoğurun.
- Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparın ve yuvarlayın.
- Un serpilmiş fırın tepsisine dizin.
- Önceden ısıtılmış fırında pişirin.
- Toz şeker ve tarçını bir kapta karıştırın.
- Fırından çıkan kurabiyeler sıcakken bu karışımla her tarafını bulayın.
- Afiyet olsun.
Sevgili arkadaşlarım,
bilgisayarımın azizliğine uğramış bulunuyorum. Bilgisayarım maalesef çökmüş. Hastaneye gitti. İnşallah yoğun bakımından sağlıkla çıkar.
Bu nedenle blogumdan ve sizlerden bir süre zorunlu olarak ayrı kalacağım. Dilerim en kıs zamanda görüşürüz.
Sağlıkla ve sevgiyle kalın.
Nihayet 45 günden sonra kızıma kavuştum. Çok hasta olarak geldi. Midesini üşütmüş.
Kusarak sabahı etti. Ama biliyorum ki sevgiyle, ilgiyle kısa zamanda bir şeyi kalmayacak. İçi ısındıkça midesi de geçecek.
Muzlu yaş pasta tarifimi sizlerle paylaşırken, bayramınızı kutluyorum. Neşeyle ailenizle kutladığınız güzel anıların biriktiği bir bayram olması dileğiyle, hepinizi sevgiyle öpüyorum. Bayram boyunca pek bloglarımızla ilgilenme olanağımız olamayacağı için bayram sonrasında inşallah görüşürüz,
Sevgiyle kalın.
Kek malzemeleri
- 5 adet yumurta
- 1+ ¼ su bardağı toz şeker
- 2,5 su bardağı un
- Birkaç damla limonun suyu
- 1 adet vanilya
- 1 adet kabartma tozu
- Bir tutam sevgi
Kreması
- 1 kilo süt
- 2 su bardağı su
- 1+1/4 su bardağı toz şeker
- 3 yemek kaşığı tepeleme un
- 3 yemek kaşığı tepeleme buğday nişastası
- ½ çay bardağı sıvıyağ
- 1 adet yumurtanın sarısı
- Vanilya
- 1/3 krem şantinin tozu
- 1/3 su bardağı süt
Arasına
Islatmak için
Yapılışı
- Yumurta ve toz şekerini krema kıvamına gelene kadar çırpın.
- Limon suyu ve vanilyayı ekleyin, çırpın.
- Elenmiş un ve kabartma tozunu azar azar ekleyerek çırpın.
- Yağlı kâğıt konulmuş kek kalıbına karışımı boşaltın ve birkaç kere havaya kaldırıp masaya vurun. Hava kabarcıkları çıksın.
- Önceden ısıtılmış fırında pişirin.
- Muhallebisi için, önce kuruları koyun ve harmanlayın.
- Sürekli karıştırarak, yumurta, sıvıyağı, su ve sütü ilave edin.
- Altını yakın ve göz göz olana kadar pişirin.
- Ara sıra karıştırarak ılınmasını bekleyin.
- Kremşanti ve sütü çırpın. Buzdolabında bekletin.
- Portakal suyunu sıkın ve toz şekeri koyarak kekin aralarını ıslatın.
- Keki üçe ayırın ve ilk katını portakal suyu ile ıslatın.
- Arasına kremadan bolca koyun ve dilimlenmiş muzları dizin.
- İkinci katını da portakal suyu ile ıslatın. Kremadan sürün.
- Kalan kremaya kremşantiyi katın ve iyice çırpın.
- Üçüncü katın her tarafına bu karışımı dökün.
- Buzdolabında bir gün dinlendirin.
- Afiyet olsun.
İçim kıpır kıpır. Yarın nasipse kızım bayram tatili için gelecek. !0 gün beraberiz inşallah. Bir yandan onun sevdiklerini yapmaya çalışıyorum, bir yandan bayram temizliği. Koşuşturmayla geçen bugünlerde üzerimde hafifçe bir kırıklık var. Gözümde arpacık çıktı. Ama yaşanan onca şeyden sonra bunları dert etmeye bile utanıyorum.
Bayram tatillerinin artık benim ve benim gibi çocuğu uzakta okuyanlar için anlamı daha da farklı. Onlara kavuşacak olmanın mutluluğu da eklendi.
Tarifini çok severek ve hayranlıkla izlediğim hunerlibayanlar
blogundan aldığım ceviz tabanlı kremalı pastayı (kendi deyimiyle çakma cheescake) sizlerle paylaşmak istiyorum. Tarifi aldığımdan beri o kadar çok yaptım ki. Büyük kızım tam anlamıyla bitter sevdalısı. Bayıldı bu tada. Ailenin diğer fertlerinin pek bitterle arası olmadığı için ben diğer yaptığımda sade çikolatayla yaptım. Biz onu daha çok sevdik. Hatta çikolatanın gramını da daha az koydum ve öylede çok sevdik. Ama kızım için bu vazgeçilmez bir tat oldu. Sevgili Müge’ye buradan çok teşekkür ediyorum.
Malzemeler
- 1 Büyük Paket (190 gr.) Damla Çikolatalı Hanımeller Bisküvisi
- 1,5 Su Bardağı Ceviz
- 2 Yemek Kaşığı Tereyağ (Ben margarin koydum)
- 2,5 Su Bardağı (500 ml.) Süt
- 1 Çay Bardağı Un
- 1 Çay Bardağı Şeker
- 1 Yemek Kaşığı (tepeleme) Kakao
- 2 Yemek Kaşığı (tepeleme) Mısır Nişastası
- 200 Gr. Bitter Çikolata
- Bir tutam sevgi
Yapılışı
- Bisküvileri ve 1 su bardağı cevizi robotta kum gibi incecik oluncaya kadar çekin.
- Margarini eritin ve karışıma ekleyin, karıştırarak ceviz ve yağın iyice birbiriyle karışmasını sağlayın.
- Düz bir tabağa çember kalıbınızı koyun.
- Karışımı tabana yayın ve kaşıkla sıkı sıkı bastırarak düzleştirin. Buzdolabında bekletin.
- Bu arada siz kremanızı hazırlayın.
- Krema için; süt, un, şeker, kakao ve nişastayı bir tencereye koyun. Sürekli karıştırarak pişirin.
- Göz göz olunca ateşi kapatın ve doğranmış çikolataları ekleyin.
- Muhallebinin sıcaklığı ile çikolatalar eriyinceye kadar sürekli karıştırın.
- Kalan cevizi iri iri doğrayın ve kremaya ekleyin.(Kızım ikinci yaptığımda ceviz koydurmadan yaptırdı, böylesini daha çok sevdi.O Benim gibi ceviz canavarı değil.)
- Hazırladığınız kremayı ara ara karıştırarak, soğutun.
- Buzdolabından bisküvili tabanı çıkarın ve üzerine kremayı yayın.
- Tekrar buzdolabına koyun ve en az bir gün bekletin.
- Servis yaparken dikkatlice pastayı çemberinden çıkarın ve bekletmeden soğuk servis edin, kalan pastayı da bitene kadar buzdolabında saklayın.
- Afiyet olsun.