"15 yıl kadar önceydi. Tommy 'yı ilk o gün görmüştüm. İnancın Tarihi dersimin
öğrencilerinden biriydi. Uzun saçlı, değişik bir gençti. Sınıfta benimle en çok
tartışan öğrenci oldu. Tanrı 'ya kayıtsız şartsız inanmayı kabullenmiyordu..
Mezun olurken bana, imalı imalı "Günün birinde Tanrı 'yı bulacağıma
inanıyor musun, hocam ?" dedi..
"Hayır" dedim, yumuşakça..
"Yaa.." dedi.. "Oysa senin bu derste Tanrı 'yı pazarladığını
sanıyordum hocam.."
Kapıdan çıkıp gitmek üzereyken arkasından seslendim : "Tanrı 'yı
bulabileceğini düşünmüyorum. Ama o seni mutlak bulacak, bir gün, eminim."
Tommy omzunu silkip yürüdü.
Mezuniyetten sonra izini kaybetmiştim ki, acı haberi kendisi getirdi bana..
Ölümcül kansere yakalanmıştı. Odama girdiğinde zayıflamış, çökmüştü.
Kemoterapi, o uzun saçlarını dökmüştü. Ama gözleri hala pırıl pırıldı.
"Birkaç haftalık ömrüm kalmış hocam" dedi. "Sana bir şey
sorabilir miyim?" dedim.. "Tabii" dedi.. "Ne sormak
istiyorsun?..".
"Sadece 24 yaşında olmak ve ölmekte olduğunu bilmek nasıl bir şey?.."
"Daha kötüsü olabilirdi. 50 yasında olmak, kafayı çekmek, hep değişik
kadınlarla birlikte olmak ve müthiş paralar kazanmayı yasamak sanmak
gibi.."
Sonra niye geldiğini anlattı..
"Okulun son günü size Tanrı 'yı bulup bulamayacağımı sormuş, "Hayır"
yanıtı alınca şaşırmıştım. Sonra "Ama o seni bulur" dediniz.. işte
bunu çok düşündüm. Doktorlar ciğerimden parça alıp kötü huylu olduğunu
söyleyince, Tanrı 'yı aramayı ciddiye aldım birden. Habis ur diğer hayati
organlarıma yayılmaya başlayınca sabahlara kadar dualar etmeye başladım. Hiçbir
şey olmadı.. Bir sabah uyandığımda, ilahi bir mesaj alma yolundaki umutsuz
çabalarımdan vazgeçiverdim, aniden. Ömrümün geri kalan vaktini, Tanrı, ölümden
sonra hayat falan gibi şeylerle geçirmeyecektim. Daha önemli şeyler yapma kararı
aldım. O zaman gene sizi düşündüm.. 'En büyük mutsuzluk sevgisiz bir hayat
sürmektir. Bundan daha kötüsü de bu dünyadan, sevdiklerine 'Seni seviyorum'
diyemeden gitmektir' demiştiniz. Son günlerimi bu eksiği gidermekle
harcayacaktım işte.. En zorundan başladım. Babamdan.."
Oğlu yanına geldiğinde babası gazete okuyormuş.. "Baba seninle konuşmam lazım"
demiş, Tommy.."Peki konuş oğlum.."
"Yani çok önemli bir şey.."Babası gazeteyi 10 santim aşağı indirmiş o
zaman..
"Neymiş o bakalım?.." "Baba, seni seviyorum. Bunu bilmeni
istedim.."
Tommy gülümsedi, arkasını anlatırken.. Babasının elinden yere düşmüş gazete..
Hayatında hiç yapmadığı iki şeyi yapmış.. Tommy'ye sarılmış ve ağlamış. Sabaha
kadar konuşmuşlar.. Babası ertesi sabah işe gitmek zorunda olduğu halde..
"Annem ve kardeşimle daha kolay oldu" diye devam etti Tommy..
"Onlar da bana sarılıp ağladılar. Yıllardır bana söylemedikleri,
söyleyemedikleri şeyleri anlattılar.. Bütün bunları yapmak için bu kadar geç kalmış
olmama üzüldüm sadece.. Çünkü, bana aslında çok daha yakın olması gereken
insanlara, ölümüm gölgesi üzerime düşünce kalbimi açıyordum."
Nefes aldı Tommy..
"Bir gün baktım.. Tanrı orada hemen yanı başımda duruyor. Ona yalvardığım
zaman bana gelmemişti. Onun kendi programı vardı. Kendi bildiği gibi
yapıyordu.. Gerçek olan şu ki, haklıydın.. Ben onu aramaktan vazgeçtiğim halde,
gelmiş beni bulmuştu." "Tommy" dedim, "Sandığından çok
önemli şeyler söylüyorsun, tüm insanlığa.. Sen, Tanrı 'yı bulmanın en emin
yolunu anlatıyorsun. Onu sadece kendine ayırmak, sadece ihtiyaç duyunca aramak
işe yaramaz.. Ama hayatini sevgiye açarsan o gelir seni bulur.. Bunu anlatıyorsun
farkında misin ?."
......
Evet...
İnsanlara, sevdiklerinize "Seni seviyorum" demek için, ölümü
beklemenize gerek yok.. şimdi, hemen şimdi başlayabilirsiniz.. Başlayın ki,
hayatiniz güzelleşsin, zenginleşsin.. Hem şimdi başlamazsanız, belki de hiç
söyleme şansınız olmayabilir.. "
Dilerim sevmek ve sevilmek için geç kalmayız.
Tarifini
hünerli
bayanlar dan aldığım krem şantili kurabiyeyi paylaşmak istiyorum. Bu
lezzetli kurabiyeler tüm bloglar tarafından paylaşılıp, sevildiğini biliyorum,
benim arşivimde de olmalı diye
Malzemeler
Sade
- 2 Paket (1 Kutu) Sade Krem
Şanti
- 1 Su Bardağı (200 ml.) Sıvı
Yağ (fındık yağı kullandım)
- 2 Su Bardağı Un
- 1 Su Bardağı (ince kırılmış) Fındık
- Pudra Şekeri (üzerine serpmek için)
- Bir tutam sevgi
Kakaolu
- 2 Paket (1 Kutu) Kakaolu Krem Şanti
- 1 Su Bardağı (200 ml.) Sıvı Yağ (fındık yağı kullandım)
- 2 Su Bardağı Un
- 1 Su Bardağı (iri kırılmış) Ceviz
- ½ Su Bardağı Damla Çikolata
- ½ Çay Kaşığı Türk Kahvesi
- Bir tutam sevgi
Yapılışı
- Toz halindeki kremşantileri yoğurma kabına alın.
- Üzerine sıvıyağı ,kahveyi ekleyin ve çırpma teli çırparak ile
harmanlayın
- Elenmiş unu ekleyin ve hamur toparlanıncaya kadar yoğurun.
- Ceviz ve damla çikolataları ekleyip, çok az daha yoğurun.
- Hamuru buzdolabında yarım saat kadar bekletin.
- Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayın ve
üzerine hafifçe bastırın.
- Yağlı kağıt serilmiş ya da hafifçe yağlanmış tepsiye bir parmak
boşluk bırakacak şekilde dizin.
- Üzerlerine çatalla bastırarak şekil verin.
- Önceden ısıtılmış kısa sürede pişirin.
- Kurabiyeler fırından çıktığında yumuşak görüntüsü sizi
yanıltmasın,bekledikçe sertleşiyor.
- Sadesini yaparken de aynı işlemleri yapıp, piştikten sonra
üzerine pudra şekeri serpin.
- Afiyet olsun.