8 Mart 2014 Cumartesi

Kadınlar Günü ve Pudingli Kek


"Kocam bir mühendisti. Onunla sakin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu sakin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı…
Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sakinlik beni yormaya başlamıştı. Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu.
İş ilişkiye gelince oldukça içli, hatta aşırı hassas bir kadınım. Romantik anlara, küçük bir çocuğun şekere düşkünlüğü gibi can atıyorum. Oysa kocamın sakinliği, başka bir deyişle vurdum duymazlığı, evliliğimize romantizm katmaması beni aşktan almış, uzaklaştırmıştı.
Sonunda kararımı ona da açıkladım: boşanmak istiyordum. Şaşkınlıktan gözleri açılarak 'niye?' diye sordu. 'Gerçekten belli bir sebebi yok' dedim, 'sadece yoruldum.' Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hali ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki!
Sonunda sordu: 'seni caydırmak için ne yapabilirim?' Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da kaybolmuştu. 'İşte mesele tam da bu' dedim. 'Sorunun cevabını kendin bulup kalbimi ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim.' 'Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir çiçek var. O çiçeği benim için koparmak, düşüp vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hatta ölümüne mal olacak. Bunu benim için yapar mısın?' Yüzümü dikkatle inceledi ve 'Sana bunun cevabını yarın vereceğim' dedi. Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu.
Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu. Boş bir süt şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, altına da bir not bırakmıştı. 'Sevgilim' diye başlıyordu, 'O çiçeği senin için koparmazdım' Kalbim yine kırılmıştı. Okumaya devam ettim.
'Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde ağladığında, onu tekrar düzeltebilmek için ellerime ihtiyacım var.'
'Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden önce eve varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım var.'
'Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu kaybettiğinden, yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım var.' ın her ay ki ziyaretinde sebep olduğu, karnındaki krampları rahatlatabilmek için avuçlarıma ihtiyacım var.'
'Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak, can sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikayeler anlatabilmem için ağzıma ihtiyacım var.'
'Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem, saçlarında -görülmesini istemediğin- beyaz telleri ayıklayabilmek, merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin - gençliğinde senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var.'
'Ama seni benden daha fazla seven biri varsa, evet o uçuruma gidip, o çiçeği senin için koparırım bir tanem.'
Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer dağılıyordu. Göz yaşlarım mektuba düşüyordu. 'Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lütfen kapıyı aç canım. Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda bekliyorum.' Koşarak kapıyı açtım. Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi. Artık çok iyi biliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi. O çiçeği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim.
Bu gerçek aşktı.
İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın, seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde, huzur ve durgunluk içinde de hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz.
Oysa aşk hep vardır. Belki artık heyecansız, belki artık romantik değil... Belki sıkıcı, tekdüze, hatta belki yüzsüz... Ama hep oralarda bir yerdedir.
Çiçekler ve romantik dakikalar ilişkinin başlaması için elbette gereklidir. Bir zaman sonra bunlar gitse de gerçek aşkın sütunu ebedi kalır.
Bu öykü her zaman beni çok etkilemiştir. Bu nedenle tam da bu günde paylaşmak istedim.
Çok severek yaptığım pudingli kekin tarifini paylaşırken tüm kadınların kadınlar  günü kutluyorum ve tüm kadınlarımızın şiddet görmeden, çocuk yaşta evlendirilmek zorunda kalmadan, eğitimden eşit şekilde yararlanmaları dileğiyle, sevgiyle kalın.

Malzemeler
  • 4 adet yumurta
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 su bardağı sıvı yağ
  • 2 su bardağı un
  • Antep fıstıklı puding (toz halde)
  • Antep fıstığı
  • Çikolata parçaları
  • Kabartma tozu
  • Bir tutam sevgi
Yapılışı
  •  Oda sıcaklığındaki yumurta ve toz şekeri krema haline gelene kadar çırpın.
  • Yoğurt ve sıvı yağı ekleyin, çırpın.
  • Toz halindeki pudingi ekleyin, çırpın.
  • Elenmiş un, kabartma tozunu harmanlayın ve yavaş yavaş ekleyerek çırpın.
  • Antep fıstığını ve rendelenmiş çikolatayı da ekleyin ve tahta kaşıkla karıştırın.
  • Yağlanmış un ya da toz şekeri serpilmiş kek kalıbına dökün ve bir kaç kere yukarıdan kaldırarak masaya çırparak havasını çıkartın.
  • Önceden ısıtılmış fırında pişirin.
  • Kürdanı ortasına batırın ve kürdan temiz çıkarsa pişmiş demektir.(İlk 30 dakika fırının kapağını hiç açmayın daha sonra kontrol edin)
  • Afiyet olsun. 

4 Mart 2014 Salı

Makine lastiğiyle (Makara Lastiğiyle) dikiş nasıl yapılır ve diktiklerim


Sanal alemin en güzel  yanı yeni dostlar edinmek, ben bu konuda çok şanslıyım. Sevgili Elif'im le işte tam bu dostluğu yakaladık. Ailemizin ferdi gibiyiz. İyi günde kötü günde birbirimizi aramak ve yan yana olmak bizi çok mutlu ediyor. Her buluşmaya heyecanla gidiyorum, onunla beraberliğimde kendimi yenilenmiş  ve bir sürü güzel şeyleri öğrenmiş buluyorum.
Son buluşmamızda da böyle oldu, keyifli alış verişler yaptık, keyifli sohbetler yaptık ve ben dikiş için bitmez tükenmez sorularımla onu bıktırsam da o her şeye sabırla cevap verdi. Aldığımız kumaşları kesti, ben de eve geldikten sonra onları zevkle diktim. Bir kere daha canım arkadaşıma teşekkür ediyorum.
İyi ki varsın yaşantım da.
Her zaman çocuklar da bayıldığım, makine lastiği ile dikişi yapabilmek için epey zorlandım ama telefonla Elif'im bana yetişti, makine lastiğini oldukça sıkı bir şekilde masuraya sardım ve yerine yerleştirdim. Dikiş dikerken kullandığım ayarda diktim. İnanılmaz zevkli bir dikiş. Sadece ben o kadar düzgün dikebileceğime güvebmediğim için karar verdiğim aralıklarda (1 cm. den daha az) çizgiler çizdim ve onun üzerinden diktim. Bu kadar kolaymış ama ben gözümde çok büyütmüşüm. Boşa dememişler  bir bilene sor diye.
Her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle.