Pilavlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Pilavlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Aralık 2011 Pazartesi

Sebzeli Bulgur Pilavı



Mevlana oğluna der ki;
“Bahaeddin! Eğer daima cennette olmak istersen, herkesle dost ol, hiç kimsenin kinini yüreğinde tutma!
Fazla bir şey isteme ve hiç kimseden de fazla olma!
Merhem ve mum gibi ol! İğne gibi olma!
Eğer hiç kimseden sana fenalık gelmesini istemezsen,
Fena söyleyici!
Fena öğretici!
Fena düşünceli olma!
Çünkü bir adamı dostlukla anarsan, daima sevinç içinde olursun.
İşte o sevinç Cennetin ta kendisidir.
Eğer bir kimseyi düşmanlıkla anarsan, daima üzüntü içinde olursun.
İşte bu gam da cehennemin ta kendisidir.
Düşmanını sevmek, düşmanının da seni sevmesini istersen, kırk gün onun hayrını ve iyiliğini söyle, o düşman senin dostun olur;
Çünkü gönülden dile yol olduğu gibi, dilden de gönüle yol vardır.
Tarifini Lezzet dergisinden aldığım sebzeli bulgur pilavını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Haftanın bütün güzellikleri sizlere getirmesi dileğiyle.

Malzemeler
  • 1 lt.su
  • 500 gr. İnce bulgur
  • 30 gr. Tereyağı
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağı
  • Sarımsak
  • 1 çay kaşığı kişniş
  • 1 çay kaşığı kimyon
  • 200 gr. Kiraz domates
  • 1 adet kabak
  • 100 gr. Mısır konservesi
  • 1 limonun suyu
  • 1 kırmızıbiber
  • 4 yemek kaşığı kıyılmış maydanoz
  • Tuz, karabiber
  • Bir tutam sevgi
Yapılışı
  • Suyu kaynatın. İçine tereyağı ilave edin. Bulguru çelik bir tencereye alın ve bu suyu ekleyerek üzerini kapatın. 15 dakika bekletin.
  • Soğanı yemeklik doğrayın ve zeytinyağında pembeleştirin.
  • Dörde bölünmüş kiraz domatesleri, küp doğranmış kabağı, kırmızıbiberi ve mısırı ekleyip, sote leyin.
  • Sebzeli karışıma bulguru ekleyin.
  • Maydanoz, limon suyu ve baharatları ekleyin, karıştırın.
  • Baton kek kalıbına streç serin.
  • Bulgurlu karışımı kalıba doldurun.
  • En az 2 saat bekletin.
  • Kalıbı ters çevirin.
  • Afiyet olsun.

1 Aralık 2010 Çarşamba

Perde Pilavı



Ailemin en güzel özelliklerinden biri büyümeye başladığımız andan itibaren bizlerin arkadaşlarını  da ailenin fertlerinden biri olarak kabul etmeleridir.Bizlere nasıl davranılmışsa onlara da öyle davranılmış ve sevilmişlerdir.
Küçük kardeşim Yeşim’den sizlere bahsetmiştim. (Yakında nişanı olan ) İşte O’nun çoook uzun zamandan beri arkadaşı olup, bizim içinde kardeşimiz yerine geçen Özgü’den bir e- posta aldım.
Annesiyle yaptığı, perde pilavının öyküsünü ve fotoğraflarını benimle paylaşmış. Bunu yaparken de öylesine güzel bir dil kullanmış ki, bende noktasına, virgülüne dokunmadan sizlerle paylaşmak istedim.
Özgü’cüm bu güzelliği bizlerle paylaştığın için annene ve sana teşekkür ediyorum. Ellerinize sağlık diyorum.

"Birgülcüm merhaba,
Pek zor oldu göndermem, kusuruma bakmaJ Aslında günler önceden sana yazmıştım fakat tarifi bir türlü annemden alma fırsatım olmadı. Sonra yoğun bir iş temposu falan filan derken ancak bugüne kaldı.
Sitenin takipçisi olarak mutfak keyfime keyif kattığını söylemeliyim öncelikle. Eline, emeğine sağlık… Sanırım seninle sohbetlerimizde yemek yapmaktan duyduğum keyfi paylaşmıştık zaman zaman. Her ne kadar uzun zamandır işten güçten pişirme fırsatı yaratamasam da tarif okumak bile hoşuma gidiyor. Özellikle de annemle birlikte…
Annelerle kızları arasına diyalogun en sevimli hali sanırım mutfak maceraları.  Beklide bu bizim annemle yarattığımız bir dildir, bilemiyorum ama biz eğleniyoruz birlikte yemek yaparken. Artık daha az vakit geçirdiğimiz de düşünülünce, mutfak bize kurtarılmış alan oluyor biraz.
Haziran başında bir Diyarbakır-Mardin turu yapmıştık arkadaşlarla. Anneme istediği bir şey olup olmadığını sorduğumda tereddütsüz “perde pilavı tenceresi” dedi. Perde pilavının Siirt’e özgü bir yemek olduğunu, ancak orada bulunabileceğini söylesem de annemin yoğun ısrarı üzerine Diyarbakır’da tencereyi aramaya koyulduk. Çok da uğraş sarf etmemize gerek kalmadan Bakırcılar Çarşısında bulduk tencereyi.
Hepimiz heyecanla annemin perde pilavı yapmasını bekledik ancak tencere, alındıktan sonra mutfak dolabının bir köşesine kaldırılıverdi. Tatil bitip de iş başlayınca bizim de aklımızdan çıkıverdi.
Geçen hafta sonu annem klasik “akşama ne yapsam” derdine düşmüşken, perde pilavı geldi aklına. Ben de büyük bir memnuniyetle katıldım bu fikre ve elimizdeki mevcut perde pilavı tariflerini(annemin bir merakı da tarif toplamak- her ne kadar tariflere riayet ederek yemek yapmışlığı görülmese de) döktük. Ve sonunda ikimizi de çocuklar gibi mutlu eden bu yemek(biz abartıp şaheser gibi davrandık ama) çıktı ortaya. Hatta kesmeye kıyamadık… “Dur bir fotoğrafını çekelim bari” diyince aklıma hemen sen geldin. “Bülbül bu keyfimize ortak olur mu acaba” dedim ve Yeşim’i aradım. O da seni aramış sanırım …

İşte annemle benim bir günlük mutfak keyfimizin eseri…
(Adını hatırlamadığım bir gazetenin “Siirt Yemekleri” ekinden)

Malzemeler:
  • 1 adet büyük boy tavuk
  • 2 su bardağı pirinç
  • 200 gr. tavuk ciğeri (bence kullanılmasa da olur)
  • 500 gr. dolmalık çam fıstığı
  • 100 gr. Badem içi(soyulmuş)
  • 5 yemek kaşığı tereyağı
  • 2 çay kaşığı tuz, karabiber
  • 3 su bardağı tavuk suyu
  • Bir tutam sevgi
Perdesi için:
  • 3 adet yumurta
  • 2 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 kahve fincanı sıvıyağ
  • 1 çay kaşığı karbonat
  • Yeteri kadar un
Hazırlanışı:
  • Tavuğu iyice yıkayıp bol tuzlu suda kemiklerinden ayrılıncaya kadar haşlayın.
  • Tavuk suyunu ayırın (ilerleyen aşamalarda kullanacağız). 
  • Tavuğun etlerini kemiklerinden ayırarak didin (bu çok komik bir sözcükmüş, yazarken fark ettim).
  • Diğer taraftan pirinci bol tuzlu sıcak suda 40-50 dk. ıslatın.  
  • Tavuk ciğerlerini ayıklayıp yıkadıktan sonra süzün.
  • Geniş bir tavaya bir kaşık tereyağı koyup önce çam fıstıklarını, sonra da tavuk ciğerini kavurun. 1 çay kaşığı tuz ve karabiber ekleyip ocaktan alın.
  • Pilav tenceresinde 1 kaşık tereyağını eritin, yıkayıp süzdüğünüz pirinci ilave edin. 4-5 dakika kavurup, ayırdığınız 3 su bardağı sıcak tavuk suyunu ilave edin. 
  • Kalan tuz ve karabiberi ekleyin. Yani bildiğiniz gibi pişirin pilavı... 
  • Ocaktan aldığınız pilavın içine tavuk ciğeri-fıstık karışımını ekleyip karıştırın.
Sıra geldi hamuruna
  • Perde hamuru için yumurta, yoğurt, yağ ve karbonatı derin bir kaba alın, karıştırın. Unu da azar azar ilave ederek yumuşak bir hamur elde edin.
  •  Perde pilavı tenceresini (bunun için kek kalıbı da kullanabilirsiniz) 2 kaşık tereyağıyla yağlayın ve ortadan ayırdığınız bademleri tencereye yapıştırın ( biz badem içi bulamayınca kabuklu bademi sıcak suda bekletip kabuklarını soyduk, bu epeyce meşakkatli bir iş oldu). 
  • Hazırladığınız hamurdan bir parça ayırıp, kalanı oklavayla açıp tencerenin içine yerleştirin (aman dikkat bademler bozulmasın, bizimki bozuldu çünkü).
  •  Tencereye sırayla tavuk eti, pilav, tavuk, pilav sırasıyla malzemeleri yerleştirip elinizle bastırın.
  • Ayırdığınız hamuru, bu karışımın üzerine kapak yapar gibi kapayıp gövde hamuruyla birleştirin (anlatım karışık oldu sanırım ama yapımı çok basit).
  •  Kalan tereyağını üzerine parçalayarak yerleştirin. 180 dereceye ayarladığınız fırında hamur iyice kızarana kadar (30 dk.)  pişirin.
  • Afiyet olsun…
Not: Bu tarif içinde 2 çay kaşığı beş bahar da vardı fakat biz bu beş baharın ne olduğunu bilemedik ve tarife eklemedik. Eğer bilenler, bulanlar varsa ve “Perde Pilavı beş baharsız olmaz” derseniz pilavı fıstıklı karışımla karıştırırken onu da ekleyebilirsiniz.

 Ben de bu güzelliği hobidunyam tarafından düzenlenen
yemek etkinliklerinin 8.si olan  ve "KURBAN BAYRAMI SOFRALARI"na  ev sahipliği yapan 
 yesilmutfaktantarifler  ‘e gönderiyorum.
Arkadaşıma bol katılımlar ve kolaylıklar diliyorum.

7 Aralık 2009 Pazartesi

Mercimekli bulgur pilavı


Küçük kızımın Kastamonu’da okuduğunu biliyorsunuz.
Bayram için geldiğinde yurtta kalmak istemediğini ve arkadaşının annesiyle beraber ev ayarladıklarını söyledi. Bu nedenle hep beraber Kastamonu’ya gittik ve odasına eşyalar alıp, temizleyip yerleştirdik. Şimdi daha mutlu oldu. O mutlu olunca elbette bizde burada daha mutluyuz.
Ülkemin her yöresini çok seviyorum. Ama Karadeniz bir başka. Yolculuğumuz sırasında gidip, gelirken bir kere daha doğal güzelliğine hayran kaldım.
Ilgaz dağının doruklarında kar vardı ve çamlar gelinliklerini giymiş gibi görünüyordu. Dağın eteklerinde ki çamlar ise sıranın kendilerine gelmesini beklerken nasıl da zariflerdi.
Her tarafta sis vardı. Ama öyle Ankara da ki gibi bulanık değil, bembeyaz pamuk tarlalarını hatırlatır gibiydi.
Yeşili ve sarının her rengi vardı. Gözlerim ve ruhum bayram yaptı. Çok merak ettim. Karadeniz de yaşayanlar her gün bu manzarayı gördükleri için acaba onlara sıradan geliyor mu? Yoksa benim yaşadığım gibi mutlulukla doluyorlar mı?
Orada yaşayanlara gıpta ettim. Ne güzel bir memleketimiz var. Yaradan oradan hiçbir şeyi esirgememiş. Yeşillik, deniz. Daha ne olsun.
Haftanın hepimiz için mutlu ve neşeli geçmesi dileğiyle diyorum ve mercimekli bulgur pilavımla sizleri baş başa bırakıyorum.

Malzemeler
  • ½ su bardağı yeşil mercimek
  • 2 su bardağı iri bulgur
  • 3 su bardağından biraz fazla sıcak su
  • 3 yemek kaşığı tereyağı ( ya da zeytinyağı)
  • 1 tablet tavuk suyu
  • Tuz
  • Bir tutam sevgi
Yapılışı
  • Mercimeği bol suda haşlayın.
  • Boyalı suyunu dökün ve birkaç kez yıkayarak bir tarafta bekletin.
  • Bir tencerede tereyağını hafifçe köpürene kadar eritin.
  • Bulguru ekleyin, biraz kavurun.
  • Mercimeğini ekleyin ve birbirlerine karıştırın.
  • Sıcak suyunu ve tuzunu ekleyin.
  • Bir kez alt üst yaptıktan sonra altını kısın ve hiç açmadan pişirin.
  • Afiyet olsun.

23 Ocak 2009 Cuma

Kavurmalı pilav


Bugün yarı yıl tatiline giriyor okullarımız.
Eşim öğretmen olduğu için ve sevgili güneşim(Nehir'im)de öğrenci olduğu için biz de heyecanlıyız.
Biliyorsunuz,Nehir'im resimdeki sarışın güzel benim kızkardeşimin kızı. Büyümesine benim de katkılarım oldu ve o şimdi 2. sınıf öğrencisi. Çok şükür çoooook çalışkan bir öğrenci. Karnesini büyük bir heyecanla bekliyorum.
Tatil demek onunla daha çok vakit geçirmek ve pasta börek yapmak demek. Benim için de mutluluk demek.
Bıraksam kendimi Nehir'le ilgili size günler sürecek öyküler anlatırım, en iyisi hiç başlamayayım ve tariflerime geçeyim.
Ama bu arada tüm öğrenciler ve öğretmenlere yarı yıl tatillerinin güzel ve sağlıklı geçirmelerini dilerim.

Et kavurma
Malzemeler
  • İstenildiği kadar kuşbaşı et
  • 1,,5 – 2 su bardağı sıcak su
  • ½ çay bardağı sıvıyağ
  • İstenirse soğan
  • Tuz, kekik
  • Bir tutam sevgi
Yapılışı
  • Bir tencereye fındık büyüklüğündeki etleri koyun.
  • Et bıraktığı suyunu çekene kadar kavurun.
  • 1,5 – 2 su bardağı sıcak su koyun.
  • Orta hararetli ateş üzerine etler yumuşayıncaya kadar pişirin.
  • İndirmeye yakın sıvıyağ ve tuz gezdirin ve bir iki çevirin.
  • (Arzuya göre soğanları salata soğanı gibi doğrayın ve etlerin inmesine yakın ekleyin.
  • Tencerenin kapağını kapatın ve soğanların biraz yumuşamasını sağlayın.
  • Tuz, kekik ekleyin ve altını kapatın.)


Kavurmalı pilav
Malzemeler
  • 2 su bardağı pirinç
  • 3,5 su bardağı sıcak su
  • 1 adet havuç
  • 1 çay bardağı haşlanmış bezelye ( ya da konserve)
  • 1 adet et bulyon
  • 1 çay bardağı haşlanmış nohut( bizimkiler yemediği için koyamadım)
  • 1 kutu konserve mısır tanesi
  • 40 gr. Tereyağı(ben zeytinyağı kullandım)
  • Tuz
  • 250 gr. Kavrulmuş kuzu eti
  • Birkaç dal dereotu, maydanoz
  • Bir tutam sevgi
Yapılışı
  • Pirinçleri tuz ve limon suyu ilave edilen sıcak suda yarım saate yakın bekletin.
  • Nişastası gidene kadar bol suda yıkayın ve süzün.
  • Havucu küp doğrayın ve mısırın suyunu süzün.
  • Zeytinyağını tencereye alın. Havucu şöyle bir çevirin.
  • Pirinci ekleyin ve pirinçler birbirlerine yapışana kadar kavurun.
  • Bezelyeyi de ekleyin şöyle bir çevirin.
  • Sıcak suyu, et bulyonu ve tuzunu ekleyin, kısık ateşte kapağı kapalı olarak pişirin.
  • Pilavı ocaktan aldıktan sonra mısırı ekleyin, harmanlayın ve 10 dakika dinlendirin.
  • Bir çorba kasesinin içine önce kavrulmuş kuzu etinden ,daha sonra pilavdan koyun ve biraz bastırın.
  • Daha sonra tekrar et ve pilav koyun.
  • Sıralamayı istediğiniz şekilde tamamladığınızda pilavı servis tabağına ters çevirin.
  • Üzerine dereotu ve maydanozlar serpin.
  • Afiyet olsun.

23 Mart 2008 Pazar

Köse Pilavı



Ülkemin hemen hemen her yöresiyle bir şekilde yaşanmışlığım var.Annem Erzincan'lı, babam Sivas'lı, eşim Ordu'lu, ben doğma büyüme Ankara'lıyım.Bu nedenle, her yörenin kendine özgü yemeklerini tanıma olanağım oluyor.
Vereceğim tarifte Divriği'nin köse pilavı.Bulgur ve erişteyle yapılıyor.Eriştemizin özelliği, tüm işlemler bittikten sonra, büyük büyük uzun rulolar halinde ipe asılıp, kurutulmasıdır."İpe un asılmaz!"derler ama bizim yöremiz için geçerli değil galiba.:) Öylesine lezzetli ki, yemeğe doyulmuyor.Normal erişteden de güzel oluyor.Tarifte yağ size fazla gelebilir ama tüm özelliği yağı.

Malzemeler
  • 4 su bardağı pilavlık bulgur
  • 4 su bardağı erişte
  • 200-250 gr. tereyağ
  • Bir tutam sevgi
Yapılışı
  • Bol suyun içine bulguru ve tuzu koyup haşlayın.
  • Bulgurun piştiğine emin olduktan sonra, erişteleri ekleyin.Kısa bir süre sonra (erişteler çabuk pişiyor) altını kapatıp,süzün.
  • Biraz dinlendirdikten sonra, yağını eritin.Köpük köpük olunca yanar gibi olunca üzerine döküp, harmanlayın.
  • Afiyet olsun.